Maden'de ilk sahur yerin binlerce metre altında yapıldı

Zonguldak'ın Kilimli Mahallesi'nde faaliyet gösteren Zirve Madencilik Şirketi'nde çalışan işçiler, yerin binlerce metre altında ilk sahurunu yaptı.

12-8 vardiyasında çalışan maden işçileri, sulu klavuz tavan tabir edilen yerde sahur vaktinin gelmesiyle ocak içinde ahşap direk ve kalaslardan oluşturdukları sofrada yanlarında getirdikleri yiyecekleri birlikte yiyerek sahurunu yaptı. Tahtadan oluşturan sofraya domates, üzüm, peynir, kola ve pideden oluşan yiyecekleri, kömürden kararmış elleriyle yiyen işçiler, ezan vaktinin gelmesiyle oruç için niyette bulunup, dua etti. Sahuru yapan işçiler tekrar işlerinin başına döndü. Ocakta çalışan işçilerden Sabri Karaman (46) madenciliğin dünyanın en zor mesleklerinden biri olmasına karşın, Ramazan ayının gelmesiyle zor koşullara rağmen oruçlarını tuttuklarını söyledi. Madencilerin evlerinden getirdikleri yiyecekleri birbirleriyle paylaşarak sahur sofrasını kurduklarını anlatan Hasan Özluoğlu (40) da, 9 sendir madende arkadaşlarıyla birlikte ramazanı geçirdiğini söyledi. Madencilerin bir aile olduğunu vurgulayan Özoğlu; "Bundan dolayı yakınlarımızın yanında olamasak da madende sahuru geçirmek bizi üzmüyor. Ama yine de ailemizle geçirmek güzel olurdu. Dualarla yemeğimizi yiyoruz.'' dedi. 4 yıldır yerin metrelerce altında kömür kazarak ailesinin geçimini sağladığını anlatan Yasin Arık (26) ise, Ramazan ayında kazasız iş geçirme dileğiyle dua edip, sahurlarını yaptıklarını ifade etti.
RAMAZAN İMSAKİYESİ
Ramazan başlangıcından itibaren imsak ve iftar vakitlerini buradan takip edebilirsiniz.

3:45

20:26

HADİS-İ ŞERİF
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:


“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz. ”

Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3