Ruslar seçimi nasıl takip ediyor : Türkiye'de bir “Turuncu Devrim” olasılığı

Samanyoluhaber.com Yazarı , Rusya Uzmanı Arif Asalıoğlu Türkiye'nin kritik seçiminin Rusya'dan nasıl görüldüğünü okuyucuları ile paylaştı

SHABER3.COM


ARİF ASALIOĞLU

Rus basınında seçimler öncesi son değerlendirmeler

Bir bütün olarak Rus basını seçim sonuçlarında muhalefetin başarısını ihtimal olarak görmeye başladı. Her ne kadar Erdoğan için “öncelikli” yaklaşımlar devam etse de Kılıçdaroğlu kazanırsa Rusya ile ilişkiler konusu işleniyor artık. Bu konuda CHP liderinin hem “Rusya ile ilişkileri artıracağız” mesajı hem de “Batı-NATO bizim için önceliktir” söylemleri tartışılmaya devam ediyor.


Kimin kazanma olasılığı daha yüksek? Bir muhalefet liderinin başarısı Rusya ile ilişkileri nasıl etkileyecek? Komersant Gazetesi, Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye üzerinden elini çek” suçlamasını ön plana çıkararak yayınladığı dünkü makalesinde uzman görüşleri alarak yukarıdaki soruları cevaplamaya çalıştı. 


Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü'nde çalışan Doç. Dr. Pavel Shlykov, çok fazla kararsız seçmen olduğu için net tahminlerde bulunmanın zor olduğuna inanıyor: “Türkiye seçimlerinde uzun süre ilk kez, iki adayın şansı hemen hemen eşit. Anket sonuçlarına göre Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan'ın biraz önünde ancak önemli bir kısmı doğrudan sandıkta karar veren Türk seçmeninin çok ciddi değişkenliğini hesaba katmak gerekiyor.”


Ayrıca Shlykov, “Tabii ki, ikinci tur olasılığı göz ardı edilemez. Edoğan'ın kişisel reytingi hâlâ yüksek. Kendisinin ve partisinin seçimlerde performans göstermesi kuvvetle muhtemeldir. Erdoğan ile çalışma şeklimiz az çok belli fakat muhalefet kazanırsa zorlanacağımızı zannetmiyorum.” Yorumu yapıyor. 


Muharrem İnce’nin çekilmesi


Arguments and Facts Gazetesi muhabiri Andrey Makeev, Muharrem İnce'nin Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden adaylığını geri çekmesini şöyle yorumluyor: “İnce, hem muhalefetin 20 yıldır ilk kez mevcut cumhurbaşkanını yenme şansı bulduğunu düşünmesi, hem de mahrem nitelikteki fotoğraf ya da görüntülerin internette dolaşması neticesinde baskı görmüş olması onu vazgeçirdi. Ayrıca seçimlere katılmayı reddetmenin önemli bir nedeni de, İnce'nin Erdoğan'ın mağlup edilememesi durumunda sorumluluk almak istememesiydi.”


Uzmanlara göre siyasetçinin yarıştan çekilmesi Erdoğan'ın asıl rakibi Kemal Kılıçdaroğlu'nun elini güçlendiriyor. Çünkü İnce'nin taraftarları her halükarda onun seçmen grubundan. 


Sokaklarda protesto ve çatışmaların çıkma ihtimali


Zvezda Gazetesi’nden Natalya Zhadko ve Veronika Volosunova, Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın kime ve neden oy vereceğini İstanbul sokaklarında insanlarla konuşarak yorumladılar: 

“Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi son miting günlerinde adaylar halka hedeflerini anlattılar. Erdoğan, istikrardan ve Putin'le ilişkilerden bahsetti. Kılıçdaroğlu ise göçmenler konusunda ve diktatörlükle mücadele için oy istedi. Muhalefet kampanyasında, Erdoğan'ı rekor enflasyonla suçluyor, ekonominin çöküşün eşiğinde olduğunu söylüyor. Yolsuzluk gerçekleri gizlendiği için yıkıcı depremin sorumlusu Erdoğan ve politikasıdır deniliyor. İşte Kılıçdaroğlu'na destek çıkan mahallelerin söyledikleri konular özetle bunlar.”


Mahalle sakini Adnan Ortaç, "Bu seçimde, Kılıçdaroğlu'na oy vereceğim çünkü o, Türkiye'de şekillenen diktatörlüğü sona erdirmeye muktedirdir" dedi ve seçim sonucu Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkileri de geliştirir” şeklinde konuştu. 

“Putin'le iyi anlaştığı için Erdoğan'a da oy veriyorum. Putin ve Erdoğan birbirine çok benziyor. Ülkeleri için güzel şeyler yapmaya çalışıyorlar ama en önemlisi Erdoğan bir dış düşmana karşı koyabiliyor. O bizim kahramanımız," diyor mahalle sakini Halil Aka.


Zvezda Gazetesindeki yazı şu cümleyle bitiyor: “Her ne kadar sokaklar bugün sakin gözükse de siyaset bilimciler ve uzmanlar, kim kazanırsa kazansın sokaklarda protesto ve çatışmaların çıkabileceği görüşünü dile getiriyorlar.”


Türkiye'de bir “Turuncu Devrim” olasılığı


Devlet Haber Ajansı RIA Novosti'ye konuşan Orta Doğu Uzmanı Alexei Obraztsov, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Türkiye'de bir “Turuncu Devrim” olasılığı hakkında şunları söyledi: “Görevdeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimleri büyük olasılıkla kazanacak. Bu nedenle muhalefet protestolarının başarılı bir "renkli devrim" girişimiyle sonuçlanması pek olası değil…”


"Muhalefetin ulaşabileceği en yüksek nokta ikinci tur. Hatta bunun için bahse bile girilir. İkinci tura kalamayan adaylara oy veren seçmenin Erdoğan'a karşı oy kullanacağını varsayıyorlar… Bence bu pek de doğru değil.”


Türkiye uzmanı Aleksey Obrazov, Türk muhalefetinin seçim kampanyası sırasında çok hata yaptığını iddia ediyor: “Özellikle önerdiği hükümet sistemi, anlaşılır bir yönetim sisteminden çok uzak, bir başkan ve yedi başkan yardımcısını içeriyor.”


“Ülke dışındaki Türk diasporasının faktörü de Erdoğan'ın lehine çalışıyor” diyen Obraztsov, özellikle medyada yayınlanan anket verilerinin Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında küçük bir farka (yaklaşık % 2-3) işaret ettiğini ancak bu çalışmaların yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oylarını dikkate almadığını belirtiyor. Uzman, bunun geleneksel olarak mevcut hükümete oy veren seçmenlerin yaklaşık % 5'i olduğunu iddia ediyor.


Atlantikçiler acele ediyorlar


Dmitry Minin, NewsFront haber portalı için şöyle yazıyor: “Görünüşe göre ABD ve müttefikleri, Türkiye'de başkanlık ve parlamento seçimlerinin sonuçlarından hayal kırıklığına uğrayacak. Belki de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı hiç bu kadar açık konuşmamışlar ve ona karşı çıkan Batı yanlısı Türk siyasi güçlerini bir araya getirmeye bu kadar çok yatırım yapmamışlardı. Nasıl olduysa son zamanlarda onlara, muhalefetin kesinlikle kazanacağı görüldü, ancak Atlantikçiler acele ediyorlar.”


Makalenin devamında uzman şu tespitleri de yapıyor: “Kılıçdaroğlu'nun zaferi durumunda bile Batı'nın Türkiye'nin gidişatını değiştirme umutları gerçekleşmeyebilir. Bazı konularda Kılıçdaroğlu, ABD için Erdoğan'dan daha dezavantajlı bir pozisyon alabilir. Örneğin Kılıçdaroğlu, kendisinin Alevi olduğunu ilan etti. Bu kökene yakın komşu Esad'ın, Suriye'de gücünün tam olarak pekişmesine Kılıçdaroğlu karşı değil. Bu durumda ise Ankara’nın, Amerikan birliklerinin Suriye'den çekilmesi ültimatomuna fiilen katılması anlamına gelir.”


Dmitry Minin, hükümet basınında yer alan suçlamalara atıfta bulunarak şöyle devam ediyor: “Kılıçdaroğlu, ‘Şii kontrolündeki’ İran, Suriye, Irak ve Lübnan arasında bölgesel bir ittifak kurmaktan bahsediyor ki bu Amerikalılar için jeopolitik bir kabus olacaktır. CHP lideri, NATO ve ABD ile daha yakın işbirliğine hazır olduğuna ilişkin açıklamalar yapıyor. Bunun ise Rusya ile ilişkileri bozmak anlamına gelmediği tam tersi yeni projelere açık olduğunu dillendiriyor.”


Minin uzun makalesini şu cümlelerle bitiriyor: “Erdoğan'ın seçimlerin arifesinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmeye çalışması ve böylece onunla ilişkilerin tamamen normalleşmesine hazır olduğunu göstermesi de bir tesadüf değil. Ancak Esad, görüşmeye hazır olduğunu fakat seçimlerden sonra diyerek akıllıca bir pozisyon aldı.”

<< Önceki Haber Ruslar seçimi nasıl takip ediyor : Türkiye'de bir “Turuncu... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER