Al Gore, küresel ısınmanın en çok etkileyeceği ülkeler arasında Türkiye'nin de yer aldığına işaret ederek, bu hususa önem verilmesi gerektiğini dile getirdi. Al Gore, Türkiye'de sıcaklık ve kuraklığın artacağına işaret ederek en çok tarım alanlarının etkileneceğini belirtti. Al Gore'un Çırağan Sarayı'nda yaptığı konuşmayı Fener Rum Patriği Bartholomeos, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Bülent Eczacıbaşı gibi isimlerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 750 kişi dinledi. Al Gore, "Bugün burada bulunmaktan dolayı şeref duyuyorum. Aranızda Ekümenik Patrik de bulunuyor. Kendisi çevreci, yeşil patrik olarak biliniyor. Şeref duydum buradaki varlığından. Benim için çok büyük şeref ve zevk İstanbul'da bulunmak. Bu güzel şehir bütün dünyanın mücevherlerinden biri." dedi. Dünyadaki 9 şehirde gerçekleştirilecek Leave Earth konserlerinin İstanbul'da da gerçekleştirileceğini anlatan Al Gore, küresel iklim değişikilği konusunda dikkat çekmek için gerçekleştirilecek bu konserlerin bir kaç yıl sürecek bir kampanyanın parçası olduğunu kaydetti. Al Gore, dünyadaki iklim krizine tepki göstermesi gerektiği konusunda insanlari ikna etmek için gerçekleştirilecek bir uygulama olduğunu dile getirdi. Al Gore, kriz kelimesinin Çince ve Japonca'da hem tehlike hem de fırsat anlamında kullanıldığını belirterek, "Pek çok krizde fırsat da oluşuyor. İklim değişikliği krize yol açarken fırsatlara da yol açıyor. Daha iyi yaşam koşullarına sahip olabiliriz. Mutlaka yapılması gereken değişiklikler gezegenimizin kurtarılması açısından gereklilik arz ediyor." dedi. Küresel ısınma nedeniyle önümüzdeki 100 yıl içerisinde Türkiye'nin en fazla risk altına olan ülkelerden biri olduğunu söyleyen Al Gore, Türkiye'nin en fazla etkilenecek iki bölge arasında yer aldığını kaydetti. Türkiye'de bununla ilgili çok ciddi tartışmalar bulunduğundan haberdar olduğunu söyleyen Al Gore, "Bu yılın başı ne kadar sıcaktı diye konuşulduğunu biliyorum. ABD de bu yıl çok ciddi sıcaklık yaşandı. Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde sıcaklıklar 50 dereceyi aştı." şeklinde konuştu. 2004 yılında ABD'de çok ciddi büyüklükte fırtınalar yaşandığını, Japonya'da meydana gelen tayfunların 10 kat arttığını, Brezilya'da ilk kez bir kasırga meydana geldiğini söyleyen Al Gore, ABD'de hortum rekoru kırıldığını dile getirdi. Al Gore, "2005 yılı ABD için önemliydi. Bir çok kasırga yaşadk. Emily, Dennis kasırgası gibi. Dennis kasırgası dünyanın en büyük petrol platformlarından birini vurdu. Katrina Kasırgası Florida'yı vurdu. Milyonlarca dolarlık zarar yol açan Katrina Kasırgası 12 kişinin ölümüne yol açtı. Devam eden kasırga New Orleans'ı yerle bir etti. 22 ay geçti kasırganın üzerinden ancak 150 bin kişi hala evlerine dönemedi. New Orleans'ın hali halen kötü durumda. Katrina Kasırgası'ndan sonra dünyanın en büyük kasırgası olan Wilma Kasırgası yaşandı. Wilma yatışmamışken bir başkası yaşandı. Zeta Tropikal Kasırgası meydana geldi. 1970'lerden bu yana Atlantik ve Pasifik'te meydana gelen kasırgaların sayısı yüzde 50 oranında arttı. Hindistan'da meydana gelen selde 4 milyon insan evsiz kaldı. Çin sellerin en uzun yaşandığı bir ülkedir. Buralarda sel yaşanırken kuraklık da yaşanıyor. Bazı bölgelere yağmur daha az düşmekte olduğu görülüyor. ABD'de hem sıcaklık hem de kuraklık artıyor. Türkiye'de de sıcaklık ve kuraklığın arttığı tespit edildi. Tarım alanları için tam bir felaket yaşanma ihtimali var." şeklinde konuştu. Sıcaklıkların artmasının bazı virüslerin yeniden etkili olmasına neden olduğunu balirten Al Gore, 30 yeni hastalığın dünyada görülmeye başladığını anlattı. WWF Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Akın Öngör, WWF'nin dünyanın en büyük doğal koruma ağı olduğunu anlattı. Doğal hayatın korunması yolunda faaliyet gösteren WWF'nin 5,2 milyon üyesi bulunduğunu anlatan Öngör, 100'den fazla ülkede çalışmaları yürüttüğünü dile getirdi. WWF'nin Kafkaslar'dan Galapagos'lara kadar proje ürettiğini söyleyen Öngör, Türkiye'de de 30 yıldan bu yana faaliyet gösterdiklerini dile getirdi. Öngör, "WWF, Türkiye'nin en büyük çevre örgütüdür. Vakfımız maddi ve manevi desteğe ihtiyaç var. Bu toplantıdan sonra sizlerin katkılarınızı bekliyoruz." dedi. Küresel ısınmanın bir gerçek olarak insanlığın karşısında bulunduğunu söyleyen Öngör, "Bizi etkileyecek bu konuda merkezi hükümet yerel yönetimler, işhayatı, üniversiteler, sivil toplum örgütleri biraraya gelerek çalışmak zorundadır. Küresel ısınmaya yönelik programlar var mı diye baktığım siyasi partilerin belirlenmiş programlarının olmadığını gördüm." dedi. Türkiye'nin Kyoto anlaşmasını imzalaması gerektiğini belirten Öngör, şunları söyledi: "Kimi bürokratlar hükümeti yanlış bilgilendiriyor. Kimi diyor 'Kyoto anlaşması Türkiye'ye 20 milyar dolara mal olacak' kimisi ise '150 milyar dolara mal olacak' diyor. Bu anlaşmanın Türkiye'ye maliyeti azami 2 milyar dolar. Uygulanmazsa kat be kat bize mal olacak. Oyunuzu çevre konusunda daha aetkin politakaları olan partiye vermenizi diliyorum." Cihan