Bursa'nın merkez
Nilüfer ilçesi sınırlarında kalan Gölyazı'da, Helenistik, Roma, Doğu Roma,
Osmanlı imparatorluğu ile günümüzün izlerini taşıyan yapılar, 2 bin 500 yıldır kesintisiz iskan gören bu yerleşim biriminin tarihi geçmişine adeta tanıklık ediyor.
Nilfer Belediyesi'nin Gölyazı sorumlusu olan şehir plancısı Evrim Ekiz Gözler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mitolojide müziğin, sanatın ve şiirin tanrısı olarak bilinen Apollon adına Anadolu'da kurulan nadir
kentlerden olan Gölyazı'nın, tarihte ''Apolyont'' adıyla da bilindiğini söyledi.
Gölyazı'nın tarihinin 2 bin 500 yıl öncesine öncesine kadar uzandığını anlatan Gözler, kentin tarihi geçmişini kanıtlayan, üzerinde Apollon ve kerevit simgelerinin yer aldığı sikkeler bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Gölyazı, tarihsel anlamda önemli bir yer. 2 bin 500 yıl öncesine dayanan bir kent planı mevcut. Helenistik dönemde 'ızgara plan' olarak gerçekleştirilmiş. Gölyazı'daki
sokaklar ve yapılar Roma, Doğu Roma, Osmanlı ve
Cumhuriyet dönemini yansıtıyor. Kesintisiz bir şekilde insanlar 2 bin 500 yıldır bu sokaklar üzerinde
yaşam sürüyorlar.''
Gözler, Gölyazı'daki sokak yapılarının hiç değişmediğini belirterek, ''Tarihi kentlerde yerleşim birimlerinin her katmanında başka bir medeniyetin izi görülebiliyor. Ancak, Gölyazı'da durum böyle değil. Bölgede hakim olan bütün medeniyetler aynı yerleşim birimini, aynı sokakları kullanmış'' diye konuştu.
Gölyazı'nın, Uluabat gibi yaşayan göller zincirine bağlı bir
göle gerdanlık gibi uzanan bir
doğa harikası olduğunu vurgulayan Gözler, şunları kaydetti:
''Göl, Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında. Gölyazı'nın
doğal anlamda çok avantajlı ve güzel olması insanlar tarafından ilgi görmesinin birinci nedeni. İkinci neden de buradaki kerevit zenginliği. Şu anda biz kereviti göremiyoruz ama, M.Ö 350-400 yıllarına dayanan, burada kerevitin varlığını kanıtlayan sikkeler var. Gölyazı'da Apollon Tapınağı'nın kalıntılarını görmek mümkün. Göl her zaman
bölge insanını beslemiş. İnsanlar hep gölden bir
kazanç elde etmiş. Balık tutmuşlar, kerevit yakalamışlar, hep bir
ekonomik kazanç elde etmişler. Bu yüzden de Gölyazı'yı bırakmamışlar.''
AA