Sadece dinî ilimlerin ihyâsı değil...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Mart 14 2017
Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz, bilim adamlarının yeni keşfettiği gezegen ve sistemlerle ilgili Kur'an-ı Kerim'deki işaretleri ve bunları tefsir eden Bediüzzaman Said Nursi'nin te'lif ettiği Risale-i Nur'lar'ı daha dikkatli okumak gerektiğine dikkat çekti.
Çağının müceddidi olan İmam Gazâli Hazretleri “İhyâü Ulûmî’d-Dîn” isimli mübarek ve muhteşem eserini yazdı. Bediüzzaman Hazretlerinin yazdığı eserler yani Risale-i Nur Külliyatı, sadece dînî ilimlerin ihyasından ibaret değil; bilakis, dînî-dünyevî, maddî-mânevî bütün ilimlere ihyâsı ile ilgilidir. En azından onların inkişafı için ilhâm kaynağı mahiyetindedir…

1914’te yazılan İşârâtü’l-İ’caz tefsirinde ancak 1930’larda fark edilen güneşin silkinme hareketi ve 1928’de yazılan Yirmi Dördüncü Söz’de ise 1969’da gerçekleşen Aya gitme meselesi gibi...

1935’te yazılan Lâtif Nükteler’de anlatılan demirin yaratılması ve indirilmesi meselesi ise Hoyle ve arkadaşları tarafından 1946’da başlayıp 1957’larda sona eren çalışmalarla ortaya konulabilmiştir. 

Üstad da o yıllarda bunu halkın da anlayabileceği bir ifade ile Kâinatın Büyük Tezgahında bu i'mâlin gerçekleştiğini ifade ederken onlar, bu i’mâlin arzın mağma tabakasında değil, hatta güneşin hararetinde bile değil, ancak süper novalarda meydana getirildiğini söylüyorlardı…

Herkes güneş etrafında yedi ve sonralar dokuz gezegen var dedikleri zamanlarda Yusuf Aleyhisselam'ın rüyasında geçen on bir yıldız ve Ay ile Güneşin kendisine secde meselesinin işaretiyle, onbir kardeşinin kendisiyle beraber on iki kardeş olacağını düşünerek on iki gezegenden haber vermiştir. Güneş ve Ay, gezegen değildir. Ama hepsi de aynı aileden aynı köktendir. Şimdilik izahına gitmeyelim…

On İkinci Lem’a’nın İkinci Nükte’sinde “Allah, o yüce Yaratıcıdır ki, yedi kat göğü ve yerden de onların benzerini yaratmıştır.” (Talak Suresi, 65/12) âyetinin izahında deniliyor ki: “Göklerin yedi tabakasına ve Arzın yedi katına dair külli mânasının çok efradından ifade edilen hükmü tasdik edip doğruluğunu isbat eden yedi mesele zâhiren görünüyor. (…) Âyetin açık ifadesinde ‘Yedi kat arz’ dememiş. Yani âyetin zâhir, açık mânası diyor ki: ‘Arzı da, o yedi

Bu haberler de ilginizi çekebilir