Şahin Alpay: Baskıcı rejimler nasıl çöker?
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Perşembe, Ekim 22 2015
Gördüklerim bana “batan gemiyi önce fareler terk eder” atasözünün AKP için işlemeye başladığını düşündürüyor.

(...)
Gördüklerim bana “batan gemiyi önce fareler terk eder” atasözünün AKP için işlemeye başladığını düşündürüyor. Abdullah Gül ekibinin yeni bir parti kurma girişiminde olduğuna dair spekülasyonlar (bkz. Taraf, 21 Ekim), Devlet Bahçeli'nin 1 Kasım'dan sonra Meclis'te ortaya çıkacak “5. partinin koalisyon oluşumunda kilit rol oynayabileceğine” dair beyanları da bu gözlemi destekler nitelikte. Fakat bu yazıda esas dikkat çekmek istediğim, seçmen desteği üzerine kurulu otoriter rejimlerin nasıl çözüldüğüne dair, ABD'nin saygın Duke Üniversitesi öğretim üyesi olan değerli sosyal bilimci Prof. Dr. Timur Kuran'ın analizi. Kuran, Rusya'daki Putin muhaliflerinden “Institute of Modern Russia/Modern Rusya Enstitüsü”ne verdiği çok ilginç mülakatta (14 Ekim) şu hususları vurguluyor:
Rusya ve benzeri baskıcı rejimlerde (yani ‘seçimli otokrasi'lerde) iktidarın kontrolü altındaki medya sansür, oto–sansür ve çarpıtmalar yoluyla kamuoyunu rejim lehine şekillendirmeye çalışır. Farklı bilgi/haber kaynaklarına sahip olmayan yurttaşlar, olayları iktidarın gözüyle görür; sorunların iktidarın yanlışlarından değil, iç ve dış düşmanların kumpaslarından kaynaklandığına inandırılır. Bu durumda yurttaşlar iktidara karşı görüşleri varsa da, bunları açıklamaktan çekinir. Ne var ki, iktidarın yanlışlarını gösteren bilgi/haberlere ulaşmaya başlarsa, görüş ve tercihleri hızla değişebilir.
Kamuoyunun eğilimleri, seçkinler/elitler (yani siyasi, iktisadi, idari ve kültürel güç sahipleri) açısından doğruları söylemenin bedeli azaldığı zaman değişmeye başlar. İktidarı eleştiren sesler artarsa, daha önce iktidara yakın duran elitler, iktidara gelmesi olası muhalefetin yanına geçmeye başlar. Baskıcı rejimlerin çözülmesi başlıca iki şekilde olabilir. 1989 yazında Doğu Almanya'da görüldüğü gibi, “yukarıdan aşağıya” iktidar partisinin bölünmesiyle meydana gelebilir, ya da 2011'de Tunus'ta sokak satıcısı Muhammed Buazizi'nin polis baskılarına dayanamayıp kendisini ateşe vermesinde görüldüğü gibi “aşağıdan yukarıya” tetiklenebilir.
Gördüklerim bana “batan gemiyi önce fareler terk eder” atasözünün AKP için işlemeye başladığını düşündürüyor. Abdullah Gül ekibinin yeni bir parti kurma girişiminde olduğuna dair spekülasyonlar (bkz. Taraf, 21 Ekim), Devlet Bahçeli'nin 1 Kasım'dan sonra Meclis'te ortaya çıkacak “5. partinin koalisyon oluşumunda kilit rol oynayabileceğine” dair beyanları da bu gözlemi destekler nitelikte. Fakat bu yazıda esas dikkat çekmek istediğim, seçmen desteği üzerine kurulu otoriter rejimlerin nasıl çözüldüğüne dair, ABD'nin saygın Duke Üniversitesi öğretim üyesi olan değerli sosyal bilimci Prof. Dr. Timur Kuran'ın analizi. Kuran, Rusya'daki Putin muhaliflerinden “Institute of Modern Russia/Modern Rusya Enstitüsü”ne verdiği çok ilginç mülakatta (14 Ekim) şu hususları vurguluyor:
Rusya ve benzeri baskıcı rejimlerde (yani ‘seçimli otokrasi'lerde) iktidarın kontrolü altındaki medya sansür, oto–sansür ve çarpıtmalar yoluyla kamuoyunu rejim lehine şekillendirmeye çalışır. Farklı bilgi/haber kaynaklarına sahip olmayan yurttaşlar, olayları iktidarın gözüyle görür; sorunların iktidarın yanlışlarından değil, iç ve dış düşmanların kumpaslarından kaynaklandığına inandırılır. Bu durumda yurttaşlar iktidara karşı görüşleri varsa da, bunları açıklamaktan çekinir. Ne var ki, iktidarın yanlışlarını gösteren bilgi/haberlere ulaşmaya başlarsa, görüş ve tercihleri hızla değişebilir.
Kamuoyunun eğilimleri, seçkinler/elitler (yani siyasi, iktisadi, idari ve kültürel güç sahipleri) açısından doğruları söylemenin bedeli azaldığı zaman değişmeye başlar. İktidarı eleştiren sesler artarsa, daha önce iktidara yakın duran elitler, iktidara gelmesi olası muhalefetin yanına geçmeye başlar. Baskıcı rejimlerin çözülmesi başlıca iki şekilde olabilir. 1989 yazında Doğu Almanya'da görüldüğü gibi, “yukarıdan aşağıya” iktidar partisinin bölünmesiyle meydana gelebilir, ya da 2011'de Tunus'ta sokak satıcısı Muhammed Buazizi'nin polis baskılarına dayanamayıp kendisini ateşe vermesinde görüldüğü gibi “aşağıdan yukarıya” tetiklenebilir.
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.3 gün önce afla tahliye olmuştu... Eşini boğarak öldürdü!2.Trump, Zelensky'i ağırlamadan önce Putin ile görüştü!3.Karaca ve Baransu cephesinden Cemal Enginyurt'a çifte yalanlama4.Yerlikaya'dan saatler sonra açıklama: 3 polis şehit oldu, 6 IŞİD'li öldürüldü5.Yandaş basında 'yandaşlık' kavgası: Cem Küçük, Hande Fırat'ı 15 Temmuz'la hedef aldı
6.IŞİD operasyonunda çatışma çıktı7.Türkiye'yi sarsan IŞİD operasyonu: 5 savcı görevlendirildi, 5 gözaltı var8.İHA krizinde bilinmeyen detaylar gün yüzüne çıkıyor!9.AKP kulisleri yangın yeri: Operasyon sırası bürokratlar ve yargı mensuplarında mı?10.Herkes altını konuşurken gümüş uçtu gitti: Rekor üstüne rekor kırıyor!

ORHAN KESKİN

ARİF ASALIOĞLU

KADİR GÜRCAN

ABDULLAH AYMAZ

ŞERİF ALİ TEKALAN
ÇOK OKUNAN HABERLER







