Sakız Adası'ndan Türkiye'ye en hazin bakış!

Erdoğan rejiminin zulmünden kaçarken Ege Denizi'nde can veren yedi kişi Yunanistan'ın Sakız Adası'na defnedildi. Özgürlük yolunda can verenlerin mezarları kendilerine hayat hakkı tanınmadığı için terk etmek mecburiyetinde kaldıkları Türkiye'nin kıyılarına, Çeşme ve Alaçatı’ya doğru bakıyor. Aileleri, sevdikleri, dava arkadaşları ve vicdan sahibi herkes onlar için gözyaşı döküyor...

Sakız Adası'ndan Türkiye'ye en hazin bakış...

SAMANYOLUHABER- Yunanistan’ın Sakız Adası (Chios) açıklarında 27 Eylül Cuma gece yarısında meydana gelen kazada hayatını kaybeden yedi kişi gözyaşları içinde toprağa verildi. 

Sakız Adası'nda kılınan cenaze namazına bot faciasından sağ kurtulanlar, Yunanistan’da mülteci ve vatandaş olarak bulunan üç kişi, mezarlık görevlisi ve Yunan vatandaşı iki kişi katıldı. 

Vefat edenlerin Türkiye’deki yakınları ise cenazeye katılamadı.

ARKADAŞLARI GÖZYAŞI DÖKTÜ

Sakız’ın Türkiye’ye bakan doğu bölümünde Müslümanlara ayrılan mezarlıkta toprağa verilen Mahir Işık (4 aylık), İbrahim Işık (3), Mustafa Said Zenbil (12), Meltem Zenbil (40), Kevser Sezer (58),  Mustafa Kara (6) ve Gülsüm Kara (8) için arkadaşları gözyaşı döktü.

VEFAT EDENLERDEN BİRİ DE ÜÇ AYLIK MAHİR BEBEK 

Kronos'un haberine göre Yunanistan’a daha önce iltica eden ve adının açıklanmasını istemeyen bir kişi, Ege Denizi'nde can veren dört aylık Mahir Işık ve 3 yaşındaki İbrahim Işık’ın annesi ile babasını Yunanların teselli ettiğini söyledi. 

Acılı anne babanın evlatlarının mezarı başındaki bitkin halleri yürekleri dağladı. 

Bir süre mezarlık kenarında cenaze merasimini takip eden Yunan vatandaşı iki kişi defin alanına gelerek başsağlığı dileğinde bulundu ve acılı Işık ailesine yardım etmek istediklerini söylediği belirtildi.

SAĞ KURTULDULAR, CANLARINI ELLERİYLE TOPRAĞA VERDİLER

Kazadan sağ kurtulan bir annenin hayatta kalan üç çocukla ilgilendiği için cenazeye katılamadığını aktaran bir sığınmacı, “Yedi cenazeyi de biz yıkadık, kefenledik. Sakız Belediyesi mezarlık yeri gösterdi ve kazdı. 70 yaşındaki mezarlık görevlisinin de yardımıyla cenazelerimizi toprağa verdik.” dedi.

Sakız Adası'na defnedilen yedi özgürlük yolcusunun mezarları Türkiye'nin Ege kıyılarına bakıyor.

MEZARLARI ÇEŞME’YE, ALAÇATI’YA BAKIYOR…

Aynı kişi, kazada bebeğini ve bir çocuğunu kaybeden Fatma ve Nazir Işık çifti olmak üzere henüz şoku atlamadıklarını, fakat çok metanetli göndüklerini aktardı. 

Kronos'a mülakat veren Türkiyeli mülteci, “En hüzünlüsü de mezarlarının Türkiye kıyılarını, Çeşme ve Alaçatı’ya doğru olmasıydı. Onlar geride özgürlükleri elinden alınmış ve artık hayat hakkı tanınmayan bir ülke bırakmıştı.” diyor.

GECE YARISI BÜTÜN ADADA KEFEN ARADILAR

Başka bir Türkiyeli mülteci ise yaşananları şöyle aktardı: "Yetkililer güvenlik gerekçesiyle aileleri kimseye göstermedi. Savcılık ifadeleri alınınca adada bulunan Türkiyeli mültecilerle görüştürüldü. Cenaze işlemlerinin yapılması ile ilgili konuştuk. Bütün aileler “Biz hepimiz burada kalmasını istiyoruz” dediler. Hızlı bir şekilde kefen aramaya başladık, malum orada kefensiz defnediliyor insanlar." 

Bot faciasında vefat edenlerin cenaze namazını Erdoğan rejiminin zulmünden kaçıp Yunanistan'a iltica eden bir avuç mülteci eda etti.

"KEFEN İÇİN NEVRESİMCİ YUNAN GECE DÜKKÂNINI AÇTI"

Devamında şunları kaydetti: "İkimiz de ilahiyatçıydık. Cenaze namazını kıldırabilirdik. Ama kefen yok… Daha sonra bir giysi dükkanına gittik, ne istediğimizi tarif ettik. Bir nevresimci arkadaşına yönlendirdi. Gecenin 10:30’unda dükkânını açtı sağ olsun. Kefen olabilecek dikişsiz nevresimler, havlular, kadınlar için yazma türü başörtüleri bulduk. Kefenleri bağlamak için dikişsiz ipler derken her türlü gereci temin ettik." 

"YUNAN YETKİLİLER HEP YANIMIZDA OLDU"

"Polis de acele ettirdi, bir an önce cenazeyi yapın diye… Aileleri adadan gönderelim, Atina daha güvenli diye. Sabah saat 08:00’de bizi cenazelerinin olduğu yere götürdüler." diyen mülteci, "Cenazelerin otopsileri yapılmış, giydirmişler. Biz onları aldık, tek tek yıkadık. Kefenledik, hazırladık. Morg bölümünden cenaze araçlarıyla mezarlığa geçtik. Mezarlıkta Yunan yetkililer bize mezarlığı hazırlamıştı. Hep yanımızda oldular. Adanın yetkilileri de… Tek tek bütün cenaze namazlarını kıldık." dedi.

MEZAR TAŞLARI ÖZGÜRLÜK YOLCULARININ BAŞ UCUNU YERLEŞTİRİLECEK

Aynı kişi, "Aileler de akşam 21:30 gemisiyle Atina’ya döndü. Biz de sabah kalktık, mezarlığın etrafını düzelttik, taşlarını koyduk. Mermerciye geldik, mezarlar için siparişlerimizi de verdik. Ailelerin de onayıyla mezar taşlarını vefat eden özgürlük yolcularının baş uçlarına yerleştireceğiz." diye konuştu.

CEM KARACA'NIN SÜRGÜN YILLARININ ŞARKISI: ŞU ADADAN BODRUM'A YÜZESİM GELİR

12 Eylül 1980 askeri darbesinin akabinde yurt dışına kaçmak mecburiyetinde kalan ve 1987 yılına kadar Almanya'da ikamet eden şarkıcı Cem Karaca memleket hasretini "Oh be!" isimli şarkısında dile getirmişti. 

"OH BE!" ŞARKISININ SÖZLERİ: 
Şu adadan şu Bodrum'a yüzesim gelir
Yüzsem de çıkamam ki of be
Kuş olup da o yakaya uçasım gelir
Uçsam da konamam ki of be
Geceleri ben adada Bodrum'a bakardım
Işıkları ben görürdüm of be
Türküleri ben dinlerdim, gökyüzünü ben koklardım
Ve de nasıl özlerdim of be
Ben döneksem döndüm diye memleketime
Döndüm baba döndüm işte oh be
Ben döneksem döndüm diye memleketime
Döndüm baba döndüm işte oh be
Şu adadan şu Bodrum'a yüzesim gelir
Yüzsem de çıkamam ki of be
Kuş olup da o yakaya uçasım gelir
Uçsam da konamam ki of be
Geceleri ben…"

2004 yılında hayatını kaybeden Karaca'nın o şarkısı Uluslararası Dil ve Kültür Festivali'nin (IFLC) 25 Mayıs 2019'da Romanya'nın başşehri Bükreş'te düzenlediği olimpiyatta iki öğrenci tarafından yeniden yorumlanmıştı. 

İŞTE CEM KARACA'NIN HASRET VE HÜZÜN KOKAN "OH BE!" ŞARKISI: 

<< Önceki Haber Sakız Adası'ndan Türkiye'ye en hazin bakış! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER