Brüksel'den bakınca Ergenekon

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Nisan 2 2011
Türkiye tarihinde ilk kez darbecilerden hesap soran savcı Zekeriya Öz'ün, görünürde terfi ettirilerek, Ergenekon soruşturmasından el çektirildiği haberi patladığında AB'nin başkenti Brüksel'deydim. Görüştüğüm Türkiye ile ilgili politikacılar, bürokratlar ve uzmanlar, tabii, bunun ne anlama geldiğini yorumlayacak durumda değildiler. (Biri sadece şöyle dedi: "Eski HSYK'nın üç yılda yapamadığını, yeni HSYK üç ayda yaptı...") Doğrusu ben de onlara yardımcı olamadım. Ergenekon davası uygun bir şekilde üstü örtülerek kapatılacak mı (daha kötüsü Susurluk'a mı dönecek), yoksa Cumhurbaşkanı Gül'ün beklediği "ciddiyetle" devam mı edecek? Bilmiyorum. Ergenekon davasının Brüksel'de kafaları karıştırdığı muhakkak. Bunda kısmen Ergenekon davasının "muhalefeti susturmak için uydurulmuş bir dava" olduğu lobisinin etkisi var. Ama kafaları karıştıran, esas olarak, cezaya dönüşen uzunlukta tutukluluk süreleri, sanık haklarıyla ilgili kaygılar, tabii son olarak da soruşturmada "basılmamış kitap yasaklama" olayı. Davayla ilgili kaygılar Avrupa Parlamentosu'nun (AP) 9 Mart'ta kabul ettiği, Türkiye ile ilgili karara yansıdı. AB Komisyonu ise geçen gün yaptığı açıklamada Ergenekon davasını demokrasinin yerleşmesi bakımından bir fırsat olarak gördüğünü tekrarladı. Türkiye konusu Brüksel'de ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Brüksel'e gidiş nedenim, AP'deki (80 dolayında üyesi olan) "Türkiye Dostları Grubu"nun (TUSKON'un sponsorluğuyla) 30 Mart'ta düzenlediği "Klişeleri yıkmak ve Türkiye ile AB arasında köprüler kurmak" başlıklı paneldi. (Aynı gün, İslamofobik ve Türkofobik eğilimleriyle tanınan "Türkiye Değerlendirme Grubu"nun da bir toplantısı yapıldı.) Paneli Türkiye'nin kararlı dostu İsveçli muhafazakâr parlamenter Anna Maria Corazza Bildt yönetti. İlk konuşmayı yapan liberal İngiliz parlamenter Andrew Duff, Brüksel'deki Türkiye ile ilgili kafa karışıklığını da yansıtıyordu. Türkiye'nin "Kemalizm ile Siyasal İslam" arasında mücadeleye sahne olduğunu; bu mücadele sonucunda Türkiye'nin "daha liberal, daha demokrat, daha laik, daha A

Bu haberler de ilginizi çekebilir