Sahi Kemal Bey ne dersiniz?

Dün Yeni Şafak’ın sürmanşetindeydi. Ünlü düşünür Prof. Dr. Noam Chomsky, Wikileaks metinlerinde İsrail aleyhine kullanılan ifadelerin ayıklandığını ve bir filtreme sürecinin uygulandığını söylüyor. Başbakan Erdoğan’ın dün Sivas havaalanı açılış törenindeki konuşmasını izledim. O da benzer kaygıları taşıyordu. Bu diplomat dedikodularının seçilerek ve belli bir amaca yönelik yayınlandığından şüphe ediyor. Yine TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın aynı kaygıları içeren açıklamaları oldu. Böyle bir şüpheye kapılmak için büyük adam olmanıza gerek yok, beyninizi belli odaklara kiralamamışsanız veya ideolojik esaret altında değilseniz pazılın parçalarını rahatlıkla bir araya getirebilirsiniz. Bu bağlamda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Wikileaks’ten muhalefet stratejisi ve seçim politikası üretmemesi dikkat çekicidir. Bu duruş, hem siyasi ahlak hem parti ikbali hem reel politik açıdan çok önemlidir. Yarını ipotek altına alırsınız Zira o dedikodu metinlerinden kiminle ilgili nelerin çıkacağını kestirmek güçtür. Bugün bu dedikodulara anlam yükleyip muhalefet stratejisi üretirseniz yarını ipotek altına almış olursunuz. Kaldı ki kaynağı belirsiz ve belgesiz diplomat dedikoduları üzerinden yürütülecek seçim kampanyasının toplumda karşılık bulması güçtür. Ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bakılırsa, aksi görüşte olduğu anlaşılıyor. Video komplosundan nasıl genel başkanlık postu çıkardıysa Wikileaks sitesinden iktidar çıkarmayı umuyor olmalı. Aksi halde başbakana “git İsviçre’den belge getir” diyecek kadar muhayyilesini zorlamazdı. Klasik CHP yöntemi... Önce suçlarlar, sonra belge bulmaya zorlarlar. 1964 yılında Süleyman Demirel’e “mason” dediler, tepki gösterince “git belge getir” diye zorladılar. O da mason locasından belge alıp geldi. Demirel’i Erdoğan’la karıştırdılar herhalde, böyle bir komedinin figürü haline getirmek istiyorlar. Oysa hukukta temel prensiptir, iddiayı ispatla yükümlü olan iddia sahibidir. Aksi görüştesiniz, o