Sana asla haram yedirmem

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Mayıs 14 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih 'Sana asla haram yetirmem' başlıklı yeni köşe yazısında İslam büyüklerinden Abdulkadir Geylani'yi anlattı.
         Yetiştiği çevre ekseriyetle Nakşî olan Bediüzzaman Hazretleri, Cevşen-i Kebir’de de Nakş-ı Bendî Hazretlerinin Evrad-ı Kudsiyesini ilâve edip hem kendisi hem de talebeleri her gün okudukları halde, çocukluğundan itibaren hep Abdülkadir Geylanî ile sıkı irtibatta bulunmuştur. Hatta Sikke-i Tasdik-i Gaybî isimli kitabında Abdülkadir Geylanî Hazretlerinin keşif ve kerametlerine büyük yer ayırmıştır.

         İran’ın Geylan kasabasına yakın Nif  köyünde H. 471’de doğan Geylânî Hazretleri çocukluktan itibaren farklı bir şekilde güzelliklere mazhar surette yaşamasına devam eder. Annesi Fâtıma ve dedesi Abdullah son derece dikkatli ve titiz bir şekilde zühd ve takva hayatı yaşarlar. Bu yaşayış evlatları Muhyiddin (Abdülkadir)  üzerinde de kendisini göstermektedir.

         Tahsil edebilecek yaşa gelince, bu şiddetli tahsil arzusunu annesine söyler. O da bu isteği kabul etmek zorunda kalır. Ama, şöyle bir tenbihte bulunur.

         “Şimdiye kadar ben asla sana haram süt emzirmedim ve asla haram bir lokma  yedirmedim. Sen de buna uygun bir Müslümanlık yaşayacaksın; zararına olacak bile olsa asla yalan söylemeyeceksin ve doğruluktan da hiç ayrılmayacaksın.” İhtiyaç çantasını hazırlayan anne, ayrıca yol harçlığını da cübbesinin koltuğu altına dikiverir…

         Bir kervana katılan oğul, Bağdat’a doğru yola düzülür. İki gün sonra kervanın önüne eşkıyalar dikilir. İlk karşılaştığı bu olaya hayretle seyirci olan küçük Abdülkadir, Eşkıya reisinin dikkatini çeker. Gerçi silahlı haydutlar milletin değerli eşya ve paralarını almışlardır ama Abdülkadir’in  bu durumuna bakıp lâf  olsun diye “Senin de paran var mı?”  der. O da “Var!”  deyince “Ne kadar?”  diye o sorunca  “Kı

Bu haberler de ilginizi çekebilir