Sanki bunlar büyük kıyametin provası

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Mart 6 2023
Gerek şimdiki Kahramanmaraş ve civarı zelzelesinde gerek 1999 zelzelelerinde şahit olduklarımıza bakınca Kur’an’da anlatılan kıyamet sahnelerindeki tasvir edilenlerle büyük bir benzerlik olduğunu görüyoruz.
ABDULLAH AYMAZ 

Gerek şimdiki Kahramanmaraş ve civarı zelzelesinde gerek 1999 zelzelelerinde şahit olduklarımıza bakınca Kur’an’da anlatılan kıyamet sahnelerindeki tasvir edilenlerle büyük bir benzerlik olduğunu görüyoruz. Ve tabiri câiz ise, bunların sanki Büyük Kıyamet’in bir provası olduğunu hayal edip böyle bir teşbihte bulunuyoruz.

Bediüzzaman Hazretleri, Yirmi Dokuzuncu Söz’ün  İkinci Maksad’ının İkinci Meselesi’nde diyor ki: “Şu dünyanın sekerâtını, Kur’an ayetlerinin işaret ettiği surette hayalinde canlandırmak istersen, bak: Şu kâinatın eczaları, dakik, hassas, ulvî bir nizam ile birbirine bağlanmış. Gizli, nâzik, lâtif bir râbıta ile tutunmuş ve o derece bir intizam içindedir ki, eğer yükseklerdeki gök cisimlerden yıldızlardan tek birisine, ‘Kün!’ (Ol!) emrine veya ‘Mihverinden, yörüngesinden çık!’ hitabına mazhar olunca, şu dünya sekerâta başlar. Yıldızlar çarpışacak, ecramlar (o büyük cirimler) dalgalanacak, nihayetsiz fezâyı âlemde milyonlar gülleleri, küreler gibi büyük topların müthiş sadâları gibi feryatları başlar. Birbirine çarpışarak, kıvılcımlar saçarak, dağlar uçarak, denizler yanarak yeryüzü düzlenecek. İşte şu mevt ve sekerat ile Ezelî Kudret Sâhibi Cenab-ı Hak kainatı çalkalar, kainatı tasfiye eder. Cehennem ve cehennemin maddeleri bir tarafa, cennet ve cennetin münasip maddeleri başka tarafa çekilir,  ahiret alemi tezâhür eder.”

“Madem bu arz, mahlûkatın çokluğu cihetiyle ve mütemadiyen değişen yüz binler çeşit çeşit canlı çeşitleri ve ruh sahibi varlıkların meskeni, vatanı  fabrikası meşheri ve mahşeri olması haysiyetiyle; bu kainatın kalbi, merkezi hülâsası, neticesi, yaradılış sebebi olarak gayet büyük öyle bir ehemmiyeti var ki; küçüklüğüyle beraber koca semâvâta denk tutulmuş. Mukaddes kitaplarda daima “Göklerin ve arzın Rabbi’  (13/16-17/ 102 v.s.) deniliyor. (Yani terazinin bir kefesinde gökler var, öbür k

Bu haberler de ilginizi çekebilir