Savaşta bile Hz. Ali efendimiz

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Haziran 17 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz adaletle hükmetmek konusunu 'Savaşta bile Hz. Ali efendimiz' başlıklı yazısında değerlendirdi.
         Yirmi İkinci Mektup olan Uhuvvet Risalesinin Beşinci Vechi’nde Allah için muhabbet etmek, Allah için buğzetmek ve Allah için hükmetmek prensipleri ele alınırken Üstad Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: “Bir vakit Hz. Ali (r.a.)  harpte çarpışma sırasında bir düşmanı yere atmış kılıcını çekip vuracağı sırada o düşman Hz. Ali’ye tükürmüş. Hz. Ali bunun üzerine ona hiç dokunmamış. Düşman ona demiş ki:  ‘Niye bana vurmadın?’  Hz. Ali  ‘Ben sana  Allah için vuracaktım. Ama sen bana tükürünce hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için sana vurmaktan vazgeçtim.’ demiş. Düşman ona “Benim tükürmekten maksadım seni hiddete getirmekti. Madem dinimiz bu derece sâfi ve hâlistir, o din, haktır!” dedi.

         “Dikkat çekici bir olay ise: Bir zaman bir hâkim, bir hırsıza verirken ona hiddet göstermiş. Bu olaya dikkat eden o hâkimin âdil amiri, o hâkimi, hâkimlikten azletmiş. Çünkü İslâmiyet namına İlahî kanun hesabına ceza verseydi, ona acıyacaktı. Kalbi hiddet etmeyip fakat (adalet hesabına)  onu cezalandıracaktı. Demek ki, o hâkim nefsine o hükümden bir hisse çıkardığı için, adâletle iş görmemiştir.”

         (Üstad  Bediüzzaman Hazretleri Uhuvvet Risalesinde mevzuyu böyle detayları ile ele aldıktan sonra İslâm âlemindeki Müslümanlar arasındaki boğuşmalar ve ihtilaflar için diyor ki: )

         “Üzüntü verici ictimaî bir vaziyet ve Kalb-i İslâmı ağlatacak müthiş bir ictimaî hayat hastalığı: Hâricî düşmanların ortaya çıkıp hücum göstermeleri sırasında dâhili düşmanlıkları unutmak ve bırakacak bir esas olması gerekirken, hem bu prensibi, bu ictimaî maslahat ve menfaati en bedevî kavimler bile takdir edip yaptıkları halde, şu İslam cemaatine hizmet ettiklerini dava edenlere ne olmuş ki, birbiri arkasında hücum etme vaziyetini alan hadsiz düşma

Bu haberler de ilginizi çekebilir