Sedat Ergin: Eylemciler bir kez daha ellerini kollarını sallayarak gittiler


Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, ikinci saldırıda da ilk saldırıda olduğu gibi eylemcilerin ellerini kollarını sallayarak gelip gittiklerini söyledi. İlk saldırı sonrası Ankara'dan gelen siyasi mesajlarda caydırıcılık olmadığını vurgulayan Ergin, "Tek bir saldırgan yakalanmadı. Tek bir saldırgan gözaltına alınmadı. Bunu da not etmiş bulunuyoruz" dedi.

Saldırı sonrası geçmiş olsuna gelen ziyaretçileri kabul eden Ergin, daha sonra bina girişine gelerek burada bekleyen gazetecilere açıklamada bulundu. Kapının kırılıp zorlandığı bölümü gösteren Ergin, ilk saldırı sonrası alınan polisiye tedbirlerin azaltıldığı gün saldırının gerçekleştiğini söyledi.

Olay esnasında binada bulanan Ergin, yaşananları şu sözlerle aktardı: "Bugün 9'a 10 kala, o civardaydı. 48 saat geçmeden ikinci kez bir saldırıya maruz kalmış bulunuyoruz. Bu hiç beklediğimiz bir şey değildi. Yine aynı şekilde geldiler. Görmüşsünüzdür gazetenin bahçeye girişteki bariyerlere geldiler. Ben olay sırasında bu binadaydım, geldik, bahçede uzun süre seyrettik. Tabi güvenlik görevlilerinin sayısı bir hayli azdı. Başta onları durdurabileceklerini düşündük fakat giderek kalabalıklaşmaya başladılar ve böyle hamle yapmaya başlayınca polislerin kontrol edemeyeceği ortaya çıktı ve biz geri buraya içeri geldik. Bir noktada bariyeri aştılar, yani polisleri oluşturduğu seti geçtiler. Tabi biz de hemen içeri çekilmek durumunda kaldık ve bir noktadan sonra gelip gördüğünüz gibi buraya kapılara dayandılar. Kapılara vurmaya başladılar. Allah'tan çok sağlam kuvvetli camlar, kıramadılar eğer kırılmış olsaydı muhtemelen herhalde içeri gireceklerdi. Çünkü pazar günü de hedef aynıydı. İçeri girmek için kapıyı nasıl kırdıklarını gördünüz. Yine bir büyük felaket önlenmiş oldu. İçeri girmiş olsalardı nelerin meydana geleceğini düşünmek bile istemiyorum. üstelik doğrusunu söylemek gerekirse içeri girdik, kalabalık grup buraya dayanınca, böyle geliyorlar, kırıyorlar. İçeride büyük bir panik vardı. Herkes kaçıyordu. Biz de asansör merdivenlerine, arkadaki merdivenlere çekildik. Burada beni en çok etkileyen panik içinde kaçışan içerideki kadın görevliler, temizlikçi kadınlar herkes büyük bir panik içindeydi."

"TEK BİR SALDIRGAN YAKALANMADI, GÖZALTINA ALINMADI"

48 saat içinde bir kez daha böyle bir saldırıya uğramış olmadan dolayı büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarını aktaran Ergin, ilk olaydan sonra alınan önlemlerle tekrarlanmayacağını ümit ettiklerini ancak hükümet yetkililerinin kuvvetli bir tepki ortaya koymamaları sebebiyle ikinci saldırının gerçekleştirildiğini söyledi. Ergin; "Eğer böyle bir çıkış yapılmış olsaydı muhtemelen böyle bir saldırı, yani saldırının tekrarlanması, ikinci bir saldırının olması önlenirdi, bir caydırıcılık olurdu. Maalesef Ankara'dan gelen siyasi mesajlarda böyle bir caydırıcılık olmadı. Bundan dolayı da büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. En azından bir caydırıcılık yaratılmadı. Dolayısıyla eylemciler geldiler, bir kez daha ellerini kollarını sallayarak buradan gittiler. Tabi bizi rahatsız eden üzen bir nokta. Göstericiler gördüğünüz gibi camları indirirken, polislerde buradaydı. Tek bir saldırgan yakalanmadı. Tek bir saldırgan gözaltına alınmadı. Bunu da not etmiş bulunuyoruz. İlkinde de aynı şey olmuştu. Tabi geliyorsunuz camları indiriyorsunuz, hiç kimseye yakalanmadan. Dolayısıyla bir caydırıcılık olmadığı zaman ikinci kez yapmanın da bir mahsuru kalmadı."

İstanbul Valisi Vasip Şahin'e yaşadıkları hayal kırıklığını aktardıklarını ifade eden Ergin, "Bütün önlemlerin alınacağını söyledi ama durum ortada. Benim herhangi bir şey söyleme gerek yok. Bakın Türkiye'nin en büyük gazetesi 48 saat içerisinde iki kez saldırıya uğrayabiliyorsa artık bundan nasıl bir anlam çıkarmamız gerektiğini benim bir şey söylememe gerek yok. Her şey çıplaklık içinde kendini açıklıyor." diye konuştu.

"GERÇEKLERİ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Saldırının Türkiye'de demokrasiye basın özgürlüğüne indirilmiş çok ağır bir darbe olduğunun altını çizen Ergin, "Hep söylediğim husus, demokrasileri diğer rejimlerden ayıran en önemli nokta, insanların korkmadan özgürce yaşayabilmeleri. Demokrasiden bunu insana bahşettik, bu güvenceyi verdik dedikleri için diğer rejimlerden farklı görüyorlar. İnsanların korkmadan özgürce evine gidebilmesi, işine gidebilmesi, iş yerine gidebilmesi, maalesef bizim açımızdan Hürriyet gazetesi anlamında korkmadan çekinmeden iş yerine gelebilmemiz bugünlerde pek mümkün değil. Demokrasi ve korku yan yana gelecek kavramlar değil. Ama yine bizim bugünkü örneğimizde evet kendimizi sanki bir korku cumhuriyetinde yaşadığımızı bize hissettiriyor ama bütün bunlar bizim gazete olarak, Hürriyet gazetesi olarak bağımsız gazeteciliğimizden herhangi bir şekilde geri götürecek değil. Her zamankinden daha büyük bir kararlıkla bağımsız gazeteciliğimizi sürdüreceğiz. gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Aksine bu tür saldırılarA uğradıkça daha çok direniyoruz. Hiç bir şey şimdi bu zamandan böyle yılgınlığa kapılmak geri adım atmak zamanı değil. İstedikleri kadar üzerimize gelsinler. Hürriyet gazetesi daha geçen hafta 67. yıldönümünü kutladı. Bundan sonra da daha nice yaş günlerini kutlayacak ve Türk halkına gerçekleri aktarmaya devam edecek." dedi.

Terör saldırılarının yürekleri yaktığı bir dönemde bu tarz olayların yaşanmasının çok çirkin bulduğunu belirten Ergin, "Biz önemli bir şekilde bu tür saldırıyla Türkiye'nin gündemini kendi meselelerimizle meşgul etmek istemiyoruz ama kaçınılmaz olarak bu da bizim gerçeğimiz." dedi.

Ergin, saldırganlar binaya yönelirken silah sesi duyanlar olduğunu ama bunun kendilerine yönelik mi kuru sıkı mı olduğunu bilmediklerini, binalarına da bir isabet olmadığını aktardı.

Saldırganların kapıdan içeri girebilmeleri halinde meydana gelebilecek şeyleri düşünmek dahi istemediğini dile getiren Ergin, "Çünkü o saldırganların o psikoloji içerisinde, o taşkınlık hali içinde içeri girdiği sırada her şey olabilirdi. Tek hatırladığım o an ben de içerideydim ve sürekli camları vuruyorlardı. İçerideki insanların korkusuna tanık olmak kolay kolay kolay unutacağım bir an değil. Yani itiraf etmem gerekiyor kortuğumu söylemem gerekiyor." dedi.

Gazete olarak beklentilerinin bu açık şiddet karşısında, saldırının açık bir şekilde kınanmasını beklediklerini ifade eden Ergin, sözlerine şöyle devam etti: "Eğer pazar günü bu saldırı olduktan sonra iktidar partisinden, hükümetten çok kuvvetli kınamalar gelmiş olsaydı muhtemelen böyle bir saldırı bugün olmayacaktı. Bu konuda da büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Hiç olmazsa bundan sonra bu kınamanın yapılması, şiddetin hiç bir şekilde müsamaha görmeyeceği, tolere, hoşgörü görmeyeceği, kuvvetli bir şekilde belirtilmesi hiç olmazsa belki bundan sonra saldırganların gazetemize gelip basmalarını, saldırmalarının önünü kese bilir. Bir demokraside protesto hakkı kutsal bir haktır, vazgeçilmez bir haktır. Gelirsiniz, siyah çelenk getirebilirsiniz, slogan atabilirsiniz. Ama iş ne zaman geliyor kapılara vurmaya, camlara indirmeye, şiddet kullanılıyor, o zaman meşruiyet çizgisinin dışına çıkıyorsunuz. Dediğimiz gibi bu kuvvetli mesajlar verilebilmiş olsaydı muhtemelen bu saldırı olmayacaktı. Sizler, biz de evimizde oturuyor olacaktık. Böyle bir ciddi bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Hiç olmazsa hükümetimizin şiddet karşısında, şiddet içeren eylemler, basına hedef alan eylemler karşısında çok kuvvetli mesajlar vermeyi, kınamalar yapması artık hayati bir önem kazanmış durumunda. En azından bizlerin can güvenliği açısından. Dün Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkan yardımcısı sayın Beşir Atalay'ın bir açıklaması oldu. Bu olayları, Hürriyete yapılan saldırıya eleştiren. Ama gecikmiş bir açıklamaydı. Ayrıca pazartesi günü İçişleri Bakanlığı'nın da bir açıklaması oldu. Ama bunlar ne yazık ki bunlar Hürriyet'e yapılan özel açıklamalardı. Bizim beklediğimiz Hürriyet'e değil bütün kamuoyuna kuvvetli bir dille hiç tartışmaya yer bırakmayan bir açıklık içinde kınama şeklinde yapılması ki, bu insanlar, bu saldırganlar buraya gelmesin. Dediğim gibi gelenlerin tek bir kişinin bile burada yakalanmaması, gözaltına alınmaması bu insanları maalesef cesaretlendiriyor. 'Geliriz saldırırız ve elimizi kolumuzu sallayarak gideriz' düşüncesi insanlarda yerleşiyor maalesef."

Ergin, saldırı sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini arayarak geçmiş olsun dileğini ilettiği bilgisini paylaştı. CİHAN
<< Önceki Haber Sedat Ergin: Eylemciler bir kez daha ellerini kollarını... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER