Sen de mi?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Mayıs 19 2020
"Talebelerimden her meslekten insan var. En güzeli de, hepsinden güzel bir de Fethullah Hocam var. Fethullah diğer öğrencilerden çok farklıydı, ağırbaşlı, beyefendi, çalışkan, her şeye uzaktan bakan öyle bir çocuktu. Ben onunla gurur duyardım."
Abdullah Aymaz | samanyoluhaber.com
Sen de mi?

M. Fethullah Gülen Hocaefendi ilkokul yıllarından bahsederken, sınıfta namazını kıldığı için öğretmenlerden azar işittiğini yalnız Belma Hocanımın kendisini koruduğunu bazen “Ben seni ileride İstanbul Galata Köprüsünden inerken bir subay olarak görüyorum” diye iltifat ettiğini söylerdi. Yaramazlık yapanları cezalandırırken sıra bana gelince sadece kaşlarını çatıp “Sen de mi?” dediğini anlatırdı. 

Hürriyet gazetesinin eski patronu Erol Simavi’nin hanımı Belma Simavi ile ilgili bir yazı yazmıştım, o zaman “Acaba bizim hocanım olmasın mı?” diye sormuştu. Ben de kendisini  tarif ettiği hocanımla, Belma Simavî’nin  çok farklı olduklarını söylemiştim. Zannediyorum 1992’de bir gün arkadaşımız Nihat Bey dedi ki: “Hanımını doktora götürmüştü. Doktor Bey, eşimin Erzurumlu olduğunu anlayınca, Korucuk köyünden ve eşinin orada öğretmenlik yaptığı yıllardan bahsederek bilhassa öğrencilerden birisini  hiç unutamadığını, hatta 1980’li yıllarda köy muhtarına mektup yazarak, Fethullah  Gülen hakkında bilgi istediğini fakat bir  netice alamadığını anlattı. Ben de onu  tanıdığımı, söyledim. Hanımının ismi Belma imiş.”  Birkaç gün sonra Hocaefendi  ile görüşürken bunu kendisine anlattım. Çok heyecanlandı. Zannediyorum Belma Hocanımla  bir-iki telefon görüşmeleri oldu. Hatta Fatih Kolej öğrencilerinin mezuniyet töreninde (1992’de) Belma Hanım da davet edilmiş ve bir konuşma yaptırılmış. Ben o zaman Amerika’da bulunuyordum. (Ağustos 1995) da bir arkadaşımız Hocaefendi’ye verilmek üzere bir mektup getirdi. Dahiliye Mütehassısı Dr. Turan Özbatur ve Belma hanımın isimleriyle gönderiliyordu. Ben hemen oradan adreslerini aldıktan sonra mektubu Hocaefendi’ye verdim, adresi de Aksiyon G.Y. Müdürü Mustafa Sungur’a ulaştırdım. Sonra da Aksiyon Dergisi adına kendisiyle bir röportaj yapmalarını istedim. Ayrıca bir benzerlik arz ettiği için on sene önce Sızıntı dergisind

Bu haberler de ilginizi çekebilir