Sigara için çözüm sağlanmazsa 8 milyon kişinin yaşam süresi 15 yıl azalacak

Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) Dönem Başkanı Doç Dr. Özen Aşut, tıbbın sigara içme alışkanlığını tedavi edilmesi gereken bireysel değil toplumsal bir bağımlılık kabul ettiğini kaydetti. Aşut, sigarayı bırakmayı başaran her 2 kişiden birinin erken ölümünün engellendiğinin altını çizdi. Türkiye'de yaklaşık 16 milyon sigara içicisinin bulunduğunu hatırlatan Aşut, "Acilen kökten çözümler sağlanmazsa bu kişilerin 8 milyonunun yaşam süresi ortalama 15 yıl kısalacaktır." dedi.

Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi(SSUK) dönem başkanı Doç Dr. Özen Aşut, sigara kullanımı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Aşut, sigara, üreticinin tavsiye ettiği şekilde kullanıldığında müşterisini öldüren ve hala yasal olarak satılan tek ürün olduğuna dikkat çekti. Sigaranın içinde bulunan nikotin maddesinin, kokain veya eroin benzeri bağımlılık meydana getirdiğini kaydeden Aşut, "Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen uluslararası hastalık sınıflamasında (ICD) tütün bağımlılığı adı altında yer almaktadır. Amerikan Psikiyatri Derneğinin 'Tanı ve İstatistik El Kitabı'nda da hastalık sınıflaması altındadır." ifadelerinde bulundu.

Aşut, sigara bırakmak için bireysel çözümlerin yetersiz olduğunu açıkladı. Aşut, "Çünkü sigara kullanımı müzmin (kronik) ama tedavi edilebilir bir hastalıktır, sürekli kontrol, hekim ve hasta motivasyonu gerektirir. Sigara içimi bir bağımlılık olduğundan bırakıldıktan sonra nükslerle seyreder. Bu yüzden farmakolojik ve davranış tedavilerini içeren tıbbi yaklaşım gerektirir." diye konuştu.

'KÖKTEN ÇÖZÜM SAĞLANMAZSA 8 MİLYON KİŞİNİN YAŞAM SÜRESİ 15 YIL KISALACAK'

Aşut, sigarayı bırakmayı başaran her 2 kişiden 1'inin erken ölümünün engellendiğinin altını çizdi. Türkiye'de yaklaşık 16 milyon sigara içicisinin bulunduğunu hatırlatan Aşut, "Acilen kökten çözümler sağlanmazsa bu kişilerin 8 milyonunun yaşam süresi ortalama 15 yıl kısalacaktır. Büyük eğitim yatırımları ile kazanılan yetişmiş insan kaynağı kaybedilecektir. Çözüm için bireysel öneriler değil, toplumsal 'mega' reçetele