"Şimdi bir Hz. Hatice, bir Hz. Ebubekir olma zamanıdır"

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Temmuz 4 2020
"Böylesine bulunmaz bir fırsat her zaman ele geçmez. Nasıl Hz. Hatice (r.a.) bir daha olunmuyorsa, -çünkü işte böylesine zor bir zaman diliminde malını harcamış, tüketmiş hatta kendisi de muhtaç duruma düşmüştü,- işte şimdi yeniden Hz. Hatice olma zamanıdır. Nasıl Hz. Ebubekir (r.a.) bir daha olunmuyorsa, -çünkü nübüvvetin ilk ve en sıkıntılı yıllarında elinde avucunda neyi var neyi yok hepsini harcamıştı, sonunda da kalanı hicret yolculuğuna çıkarken lazım olur diye yanına almıştı,- işte şimdi yeniden Hz. Ebubekir olma zamanıdır. "

Prof.Dr.Muhittin AKGÜL | samanyoluhaber.com
Aslolan Vaktinde Vermek ve Vaktinde Yapmaktır!

Her iş, vaktinde yapıldığında değer kazanır. Tohum, vaktinde toprağa atılmayınca, beklenen bereketli verim alınamaz. Alınsa da beklendiği bollukta olamaz. Muhtaç olan kimselerle iletişimde de bu kural oldukça önemlidir. Zira insan tok olduğunda, varlık içindeyken ve ihtiyacı yokken ya da, olsa da olmasa da olur kıvamındayken verilenlerin, ihtiyaç halindeyken, açlık çekerken, yokluktan kıvranırken verilenlerle bir olması düşünülemez.  

Ashabın kendi arasındaki derece tasnifinde de bu kural dikkate alınmıştır. İlk Müslümanlar, en çok sıkıntıyı çeken ve bu sıkıntıda onların ellerinden tutanlar, hicret edenler, daha sonrakiler, Bedir'e katılanlar… Derken adım adım rahatlığa, zenginlik ve refaha doğru gidildikçe dereceler de aşağıyı doğru inmiştir. 

En sıkıntılı zamanlarda başta Allah Resûlü (s.a.s.) olmak üzere Mekke’deki fakirlerin ihtiyaçlarını karşılamak, köleleri kölelikten kurtarmak gibi hayır işlerinde malını son kuruşuna kadar harcayan bir Hz. Hatice (r.a.) ile daha sonraki dönemlerde aynı işi yapanlar arasında elbette derece farkı vardır. Bu konuda hiç kimse ona yetişemez. 

Yine en zor zamanlarda, bütün tehlikeleri göze alarak Resûlullah’ın (s.a.s.) yanından ayrılmayan, hicret gibi ölümle yüzde yüz karşı karşıya gelmenin mukadder olduğu zamanlarda O’na arkadaşlık eden Hz. Ebûbekir (r.a.) ile daha sonraki dönemlerde benzeri hayırları yapan kimseler, elbette derece bakımından bir değildir. Onlar hep önde ve yetişilmez bir derecede bulunmaktadırlar. Daha doğrusu onlar sâbikûn-u evveldirler. İşte bu derece farkı kuralı, her zaman geçerlidir. Ve şimdi, işte onun tam da zamanıdır. 
Neden mi? 

Çünkü cezaevlerinde eşleri olup, dışarıda ailesi bulunan pek çok mağdur insan bulunmaktadır. İşinden atılan pek çok K

Bu haberler de ilginizi çekebilir