‘Sizler benim kabul olmuş dualarımsınız!”

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Haziran 22 2017
Safvet Senih Ali Ulvi Kurucu'dan aktarmaya devam ediyor
‘Sizler benim kabul olmuş dualarımsınız!”
Hatıratını anlatırken Ali Ulvi Kurucu Ağabeyimiz diyor ki: “1942 yılında, Mısırlı yazar Sâdıku’r-Râfi’inin bir yazısını okumuştum: “Ateşler İçinde Fakat Yanmıyor” diye bir  takım dindar gençleri anlatıyordu: ‘Allah’ım, bu çocuklar, aristokrat ailelerin çocukları, üniversitede kızlarla birlikte okuyorlar… Fakat bunlar nasıl bu kadar temiz kalmışlar ki, yüzlerindeki nur kalbimi yaktı!..’  Bunları okuyunca, ağladım, abdest alıp iki rekat namaz kıldım ve ‘Allah’ım, Mustafa Sâdıku’r-Râfiî’nin anlattığı böyle bir gençlik benim milletimde de yetişsin” diye dua ettim.

“O günler çok feyizli günlerdi. O günlerde bir rüya gördüm. Peygamber Efendimiz (S.A.S.) bir köşke ziyarete geleceklermiş. O köşke gittim. Bahçe içinde tek katlı bir köşk… Bahçe, köşkün duvarları, her taraf yeşil çimen… Gönül alıcı, fevkalâde güzel, tatlı, tarifi zor bir yeşillik… Tavustüyü gibi, ördek başı gibi, ömrümde görmediğim bir yeşillik… Baktım Osmanlı sarığı ve cübbesiyle, üç tane âlim zât, nöbet bekliyorlar. Peygamber Efendimizi (S.A.S.) onlar karşılayacakmış… Bu üç zâtın birisi Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, birisi Zeynelâbidîn Efendi, ortalarındaki de dedem Hacı Veyis Efendi idi.

“Peygamber-i  Zîşan geliyor!.’ Dediler “Efendimiz (S.A.S.) teşrif etmişler. Başlarında altın sarısı bir kumaş üzerine sarılmış nurdan bir sarık vardı. Bu sarıktan, simalarına ve simalarından siyah cübbeleri üzerine, âdeta sağanak hâlinde nur akıyordu. Kendilerini karşılayan üç âlim, sırayla ellerini öptüler. Efendimiz (S.A.S.) köşke girdi… Ben dayanamadım, rüyamda bayıldım. Bu rüyayı, talebe yurdunda, yani Muhammed Bey Ebuzzeheb Yurdundaki yatağımda görmüştüm. Günlerce tesirinde kaldım. Uzun müddeti riya olmasın diye, kimseye söylemedim.

“Peygamber Efendimiz'i (S.A.S.) görebildiğim üçüncü rüyam da ikinciyi gördüğüm günlerde, Medine-i Münevvere’de tecelli etmişti. Rüyada, o sırada oturduğumuz eski evimize geldim. Vâlidem beni karşılayarak: ‘Oğlum, senin Kütüph

Bu haberler de ilginizi çekebilir