Soyut bir ihbar ve karartılan hayatlar

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Haziran 7 2017
İddianame analizlerine devam ediyoruz. Hukuki niteliği bulunmayan iddianameler ve bunları kabul ederek tutuklu yargılama yapan mahkemelerin yol açtığı yangınlar...
Soyut bir ihbar, günlerce birlikte gözaltında kalan karı-koca, sonunda tutuklanan kadın ve artık onun ne zaman çıkacağını bilemeyen kocasının ızdırap ve hasret dolu bekleyişi... Evet bu ay, on ay oluyor bekleyiş devam ediyor. Bu sadece bir örnek. Daha yaşanan ne koyu dramlar var yürek parçalayan. 
Hastanenin acilleri en dramatik vak'aların yaşandığı yerdir. 15 Temmuz'un demokrasiye yaptığı saldırı sonrası ülke hukuk açısından bir acile dönüştü ve uzman hekimlerin müdahalesi ile çıkabileceği bu travmadan çıkarılmak istenmediğine tanıklık ediyoruz. Özensiz ve hukuki dayanakları olmayan, delili olmayan, araştırmadan hazırlanan iddianamelerle aileler dağıtıldı, özgürlükler talan edildi, en temel haklar görmezden gelindi adeta...

Çok değil, az hukuk bilgisi olan veya hukuk eğitimi dahi olmasa ortalama bir eğitimi ve vicdanı olan birisinin bulunamayacağı iddialarla hayatlar karartıldı davalar açıldı. Bu davalardan birinde tutuklanan kadın ile kocası birlikte örgüt üyeliğinden  yargılanıyor. İddianamedeki ...... ilçesi savcılığının delilleri:

1. Delil; İddianamede ihbar deniyor ama ihbarın ne olduğu, somut bir vak'ayı içerip içermediği gerçeklikle bağlantılı olup olmadığına dair hiçbir bilgi yok. Şu durumda iddianameye konu olabilecek, ciddi bir suç isnadına dayalı bir ihbar olmadığı anlaşılıyor. Suç ihbarı var ise zaten savcının görevi bu ihbara konu olayların ortaya çıkarılmasıdır yoksa bizzat ihbarın kendisi soyut olup delil olmaz bu anlamda iddianameye ihbar diye yazılmaz. İhbar üzerine, yapılan araştırmada bulunan delilden bahsedilir. Kaldi ki bizzat başbakan Binali Yıldırım isimsiz, imzasız ihbarların işleme konulmayacağı yönündeki genelgenin yürürlüğe konulduğunu açıkladığı halde hala asılsız belki de husumet duyguları ile yapılan ihbarlara değer verilmesi başka delil olmadığını akla getirir. Hukuki süreçlerin hazırlıkları yapılırken uygulayıcıların eli ile mağduriyet oluşturulması adalete olan güveni yok edecektir ve

Bu haberler de ilginizi çekebilir