Burak Yılmaz açtı ağzını yumdu gözünü

Galatasaray’a yönelik eleştirilerin artık dozunu aştığını söyleyen Burak Yılmaz, 'kendisini yere atıyor' suçlamasına da, "65 maçta 2 penaltı almışım. Ben başkaları gibi yaygara yapmıyorum" diyerek yanıt verdi...

Burak Yılmaz açtı ağzını yumdu gözünü

Sezona kötü başlayan Galatasaray’ın, Avrupa şampiyonlar ligi ve Türkiye Ligi’nde peş peşe puan kayıpları yaşaması eleştiri oklarının bir anda futbol takımına yönelmesine neden oldu. Bu eleştirilerden en çok nasibini alan isim olan Burak Yılmaz ile ilgili birçok kişi sarı kırmızılı takımın en önemli gol silahı olan tecrübeli futbolcunun formsuz olduğu görüşünü savunuyor. 

Bu eleştirilere GSTV’de cevap veren Burak Yılmaz ise, camia olarak zor günler yaşadıklarına dikkat çekerek ‘bu zor günleri birbirimize kenetlenerek aşabiliriz’ mesajını verdi. Ezeli rakiplerine de göndermelerde bulunan milli futbolcu, “Bütün Galatasaraylılar şunu bilsin ki; bizim birbirimizden başka tutunacak dalımız yok” diye konuştu.

Burak Yılmaz'ın açıklamaları şöyle:

“BEN BASKIYA ALIŞIĞIM, HİÇBİR ZAMAN KORKMAM”

“Ben kaleye vurmaktan korktum gol olmazsa taraftarımız tepkisi olur diye bir söz söylemişim. Ben kesinlikle böyle bir şey söylemedim. Asla böyle bir ruh haline de kapılmam. Hiç bir zaman korkmam. Nerede pas verilmesi gerektiğini, nerede kaleye vurulması gerektiğini çok iyi bilen bir insanım. Zaten ben 19 yaşından beri baskıyla oynuyorum. Bu baskıyı senelerdir de kaldırabildiğimi düşünüyorum.

"ARİF ERDEM KEŞKE BANA SORSAYDI"

Hatta eski oyuncumuz Arif Erdem de buna inanmış. Bunun hakkında yorumlar ve açıklamalar yapmış ağır bir şekilde. Aslında kendisi de benim geçtiğim yollardan geçmiş, benim koştuğum başarılara, hedeflere ulaşmak için ter dökmüş, aynı mevkiyi aynı formayı terlettiğim bir insan. Böyle hayal ürünü sözlerin üstüne keşke bu yorumu yapmasaydı. Dediğim gibi ben asla korkmadım, asla bacaklarım titremedi, bugüne kadar asla baskı altında sorumluluktan kaçmadım. 

“YERLİLERİ YABANCILARA SORUN!”

Sürekli yabancı-yerli ilişkisi, yabancılarla yerliler arasında problem gibi aramızda sıkıntı olduğu konuşuluyor. Sürekli bize o taraftan vurmaya çalışılıyor. Gerçekten Türk oyuncular olarak bu bizi çok üzüyor. Çünkü biz Türk insanın ne kadar duygusal, ne kadar misafirperver, ne kadar kendine değil de karşısındakine yardım etme isteğini çok iyi biliriz. Tek başlarına sadece aileleriyle birlikte başka bir ülkeye gelmiş başka bir coğrafyaya gelmiş birine olumsuz herhangi bir şey olma ihtimali yok ki! Aslında bu Türk oyunculara değil de yabancı oyunculara sorulsa daha iyi cevaplayacaklarını düşünüyorum. Yabancı yerli hepimiz aynı forma altında aynı başarı için koşuyoruz.

“OFSAYTA ÇOK DÜŞÜYORUM ÇÜNKÜ…”

Ofsayt olayı çok eleştiriliyor ama eleştirilmesi de normal. Ben de bu eleştirileri kabul ediyorum ama ben sürekli gol arayan bir oyuncuyum, sürekli koşan bir oyuncuyum. Sürekli aklım, fikrim, mantığım gole odaklandığım için... Belki arkadaşlarımın ağır oynamasından kaynaklanıyor olabilir ama ben hatayı kendi üstüme alıyorum. Ama bu golü ne kadar kokladığım, vazgeçmediğim, korkmadan, baskı altına girmeden tekrar tekrar golü kovaladığımı gösteren bir şey. Ofsayt konusunda hatalı olabilirim buna biraz daha dikkat etmem gerekiyor. Dediğim gibi çoğu benim hatam. Biraz arkadaşlarımın zamanlaması. Ama çözülebilecek bir şey. 

“65 MAÇTA 2 TANE PENALTI ÇALINDI BANA”

Bir istatistik çıkarılmış; 65 maçta 2 tane penaltı çalınmış bana. En son penaltının ne zaman çalındığı da belli değil.  Geçen sene bana verilmeyen yüzde yüz 4 tane penaltı ve 4 tane kırmızı kart var. Gazeteciler ve yorumcular tarafından yüzde yüz penaltı denildi. Ama biz hiç bunları çıkıp konuşmadık. Başkaları gibi hiç yaygara yapmadık. Ortalığı alevlendirmedik. Biz sadece işimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu penaltı olayına kesinlikle katılmıyorum. İstatistikler zaten ortada. Kendimi atma olayına katılmıyorum, 65 maçta 2  tane penaltı çalınan bir oyuncunun zaten önceliği bu değildir. Eğer önceliğim bu olsaydı emin olun bu rakam çok çok daha fazla olurdu. 

“BENİ ELEŞTİRMEYİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRDİLER”

Kişiliğime, karakterime, aileme girilmediği sürece herkese saygım sonsuz. Ama şu anda daha ikinci haftayı oynadık ve sahaya adımımızı attığımız zaman bile bir eleştiri haline geldi. Bu bir alışkanlık haline dönüşmeye başladı. O yüzden hoş değil. Beni beğenmeyen olabilir, futbolumu beğenmeyen olabilir, oyunculuğumu beğenmeyen olabilir bunların hepsine saygı duyarım. Ama eleştiri yapmak için ben ortada en ufak bir neden görmüyorum. Yapılan eleştirilerin bize zarar verme açısından olduğunu düşünüyorum. 

“BİRBİRİMİZE SARILMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK”

Ülkedeki futbol düzenini hepimiz biliyoruz. Verilen verilmeyen cezalar... yapılan haberleri hepimiz görüyoruz. Böyle bir ortamda biz futbolcuların ve taraftarın birbirine sarılmaktan başka bir çaresi yok. Bizler tabii ki de kötü başladığımız biliyoruz. Bunu tekrar çevirebiliriz. Anderlecht maçında bir olay yaşandı. Ama ben olayım, Selçuk olsun, Veysel olsun, Dzemaili olsun... Burada isim önemli değil. Her hangi bir arkadaşımı o durumda zaman bir maçta 5 gol atmış olsam da inanın mutlu olamam.  Tekrar söylüyorum yeni bir düzen, yeni bir hoca, yeni bir taktik, yeni bir anlayışa adapte olmaya çalışıyoruz. Bunun da çok az bir sürede geçeceğini düşünüyorum. Taraftarımıza söyleyeceğim, bizim onlardan başka hiç kimsemiz yok. Zaten Taraftarımızı saygıyla selamlıyorum ve Sivasspor maçıyla bizleri bağrına basacağını ve büyük hedeflere koşacağımız görüşündeyim. Tekrar tekrar böyle bir düzende tek dayanağımız birliğimiz, beraberliğimiz, birbirimize sarılalım, destekte olsa ıslıkta olsa her nolursa olsun 4. Yıldızı takacağımıza inanıyorum, inşallah hep beraber bu yolda yan yana yürüyelim…
<< Önceki Haber Burak Yılmaz açtı ağzını yumdu gözünü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER