Su kaynakları alarm veriyor


2030 yılında 100 milyon nüfusa ulaşacağı tahmin edilen ülkemizde yıllık kişi başına düşen su miktarının bin 519 metreküpten bin 120 metreküpe kadar ineceğine işaret eden çevre uzmanları ülke çapında bir 'su yönetimi' politikası uygulanması gerektiğini savunuyor. Su kaynakları ile ilgili en büyük tehlike ise mutlak su kıtlığı yaşayan İzmir'in Küçük Menderes havzasında yaşanıyor. Buna göre Küçük Menderes'te yıllık kişi başına düşen su miktarı bin metreküpten 500 metreküpün altına kadar inebilir.

SUYUN HEM MİKTARI HEM KALİTESİ AZALIYOR

Türkiye'nin sanılanın aksine su zengini bir ülke olmadığına dikkat çeken Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Alternatif Enerji Kaynakları Teknolojisi Programı Sorumlusu Selen Çekinir, "Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası iklim değişikliği etkilerinin en şiddetli hissedildiği yerlerden bir tanesi. Türkiye'de 2030 itibariyle, iç ve batı bölgelerde yüzde 40'ı aşan oranda su stresi yaşanacağı yani suyun kalite ve miktarının azalacağı öngörülmekte. Devlet Su İşleri'nin verilerine göre ise en büyük tehlike Marmara ve özellikle Ege'de Küçük Menderes havzasında yaşanacak. Küçük Menderes'te gerekli önlemler alınmazsa yıllık kişi başına düşen su miktarı 500 metreküpün altına kadar inebilir. Bir bölgede su kaynaklarının azalması o bölgede endüstri, tarım hatta turizm gelirlerinde ciddi kayıpların yaşanmasına neden olur. Ülke genelinde olduğu kadar İzmir için de bir su yönetimi politikası şart." dedi.

TEKRAR TEKRAR KULLANMALI

25 su havzasına sahip Türkiye'de suyun tekrar tekrar kullanılmasının altın kural olduğunu belirten Selen Çekinir, "Suyun tekrar kullanımı atık su arıtma tesisleri ile mümkün. Endüstriyel kuruluşların tümünün bu kurala uyması gerekir. Belediyeler de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi park ve bahçe sulamalarında temiz su yerine arıtma suyu kullanmalı. Türkiye'de 3 binin üzerinde belediye mevcut. Ancak atık su arıtma tesisi olanlar yüzde 15'i geçmiyor. Ayrıca ülkemizde kullanılabilir tatlı su potansiyeli 110 milyar metre küp olup bunun yüzde 72 gibi büyük bir oranının yalnızca tarımsal sulamada kullanılıyor. Tarımda sulama suyun toprağa doya doya yedirilmesi şeklinde değil boru sistemiyle çalışan damla sulama sistemi şeklinde olmalı." diye bilgi verdi.

SUYU NASIL YÖNETMELİ

Su yönetimi politikasının nasıl işlemesi gerektiğini de anlatan Çekinir, önerilerini şu şekilde sıraladı: "Su dereceli olarak fiyatlandırılmalı yani bir limit konulmalı. Bu limitin altında tüketim yapanlar az, üzerinde tüketenler çok ödemeli. Yağmur suyu kanalizasyona verilmemeli, ayrı bir sistemle toplanmalı. Atık sular arıtılarak farklı amaçlarla kullanılmalı. Sitelerdeki çok su tüketimine neden olan yapay göller, havuzlar, çimlendirme gibi uygulamalar yapılmamalı. Başka şehirlerden su getirmek çözüm değil, aksine başka sorunlarını da beraberinde getirir. Bunun yerine suyu verimli kullanmak, kaçakları azaltmak ve yağmur hasadını artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalı."

İZMİR'DE SU KULLANIM ORANLARI

TÜİK rakamlarına göre İzmir'de kişi başına kullanılan su miktarı 192 litre. İzmir'deki toplam tarım arazisi: 3.288 dekar. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, 2015 yılında 55 atık su arıtma tesisinde toplam 320 milyon metreküp atık su arıttı. CİHAN
<< Önceki Haber Su kaynakları alarm veriyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER