Sürekli kandırılan(!) bir iktidar - YORUM

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Eylül 17 2017
Kandırılmak; 17/25 Aralık sonrası iktidar mensuplarının dillerine pelesenk ettikleri en sihirli kelime. Darda kaldıklarında ya da başları sıkıştığında el attıkları imdat freni. Yaygaracı, goygoycu, münafık, dessas, yamacı ve yalancıların hem kendilerini hem de birilerini aldatmada kullandıkları talihsiz kavram.
Sürekli kandırılan(!) bir iktidar - YORUM
KANDIRILMAK

Bırakın hükümet edenleri, normalde bir insan şahsî hayatında bile birileri tarafından kandırılsa etrafındakilere “kandırıldım” demekten utanır. Mümkün mertebe bu durumu kimseyle paylaşmaz. Kandırılmak, bir yönüyle nakısadır insan için, her nefsin tahammül edebileceği veya kabullenebileceği bir durum değildir. Ancak devleti idare etme makamında bulunanlar “kandırıldık” kelimesini her hâlükârda utanmadan, sıkılmadan ve de enteresandır iftiharla söyleyebiliyorlar. 

Yapılan ihanetleri, yolsuzluk ve hırsızlıkları örtmede kullanabilecekleri bir yorgan mesabesinde görüyorlar “kandırıldık” kelimesini. Bu söylemin bir zaaf ve acziyet göstergesi olduğunu bilemeyecek kadar cahiller. Bilemiyoruz, belki de kurnazlar. Zîrâ, “kandırıldık” derken bile kandırıyorlar.

Dün “Cemaate kandırdı”, bugün “PKK kandırdı”. Yarın valiler, kaymakamlar, polisler, bürokratlar, gazeteciler, anketçiler, danışmanlar… Kandıran kandırana. Açık söyleyelim; çok yakın bir gelecekte dış politika da bu kandırılma meselesinden nasibini alacaktır; Esed kandırdı, İran kandırdı, bütün ümitlerini bağladıkları Rusya kandırdı... 

Ne dediklerinden haberleri var ne yaptıklarından. Ne dünyadan haberleri var ne de stratejisinden. Hayallerini hakikat zannedip hülyalarını dünyanın üzerine bir şal gibi geçirmek istiyorlar, o kadar. Milenyum veya uzay çağında yaşadıklarını unutup, geçmiş yüzyıllardaki fetihler çağının argümanları ile konuşuyorlar. Ne dünyanın çapını biliyorlar ne de kendi çapsızlıklarının farkındalar. 

“Fetih” ve “Fatih” hülyalarıyla hareket edenlerin, ülkenin coğrafî sınırlarını genişletmek, toprak ilhak etmek sevdasına düştükleri gözlerden kaçmıyor. Ancak bilmiyorlar ki, ellerindeki stratejik çaputla ancak toz alınır, toprak değil. Dünyanın gidişatına yön veren stratejistlerle kendilerini

Bu haberler de ilginizi çekebilir