İnsanlığın acı feryadı Akçakale'de yankılandı

PYD-IŞİD çatışması ile koalisyonun hava bombardımanından kaçan Suriyeliler Türkiye sınırına geliyor.

İnsanlığın acı feryadı Akçakale'de yankılandı

Suriye'nin Tel Abyad şehrinde PYD-IŞİD çatışması ile koalisyonun hava bombardımanından kaçan Suriyeliler can korkusuyla akın akın Türkiye sınırına geliyor.

Türkiye'nin adeta can pazarının yaşandığı Akçakale sınırını önceki gün mültecilere yeniden açmasının ardından iki günde 18 bin Suriyeli ülkemize giriş yaptı. 3-4 bin kişi de sınır kapısına yakın bölgede geçmek için bekliyor. Akçakale Sınır Kapısı'nın hemen yanında polis bariyerleri ile oluşturulan koridordan geçiş yapan Suriyeliler günler sonra buldukları ‘bir somun ekmek, bir paket bisküvi ve bir şişe suyla' hayata tutunuyor. Boyunun yarısı kadar ekmeği ailesine mutlulukla taşıyan çocuklar herkesi duygulandırıyor.

Fakat canlarını zor kurtaran, aç-susuz, yakıcı güneş altında günlerdir bekleyen Arap, Türkmen ve Kürtlerin acısı sınır tellerini geçince son bulmuyor. Türkmenler Islahiye, Kürtler Suruç, Arap kökenli Suriyeliler ise Derik'teki mülteci kamplarına yerleştiriliyor. Ancak kamplarda yer olmaması nedeniyle binlerce kadın, çocuk, yaşlı Suriyeli yanlarında getirdikleri battaniyelerle geceyi yollarda, kaldırımlarda ve sokaklarda geçiriyor. Kimi “oğlumu almadılar” diye sınır kapısının önünde ağlıyor. Kimi “annemi” kimisi de “çocuğumu kaybettim” diye çaresizce bir o tarafa bir bu tarafa koşuyor. Yukarıda ise insanı bayıltacak kadar yakıcı bir güneş. Güneşi kapatan bulutlar birkaç dakika da olsa serinlik getiriyor. İnsanlar bulutun birkaç dakika daha güneşi kapatması için dua ediyor. Akçakale'deki trajediyi gören gazetecilerin dudaklarından “sözün bittiği yer” kelimeleri dökülüyor.

Şanlıurfa'da, Akçakale'de akrabası olanlar nispeten şanslı. Akrabası olmayan Suriyelilerin ise Tel Abyad sınırında beklemelerinden değişen bir şey olmayacak. Akçakale'nin sokaklarında sabahlayabilmek için bir köşe başı, kaldırım arayacaklar. 15 kişilik ailesiyle kaldırımda geceleyen Hacı Alluş dert yanıyor: “Canımızı kurtarmak için evimin kapısını bile kilitleyemeden çıktık. Ne yapalım evladım. En azından ailemle hayattayız. Türk askeri bize öğlen girdiğimizde tavuk ekmek, su, ayran verdi. Ancak 18 saat oldu, yemek yemedik. Cebimde hiç para kalmadı.” Ebu Halid adlı diğer bir Suriyeli sığınmacı da benzer şeyler anlatıyor: “İlk bomba düşünce evimi kapatıp sınıra gittim. 4 gündür bekliyoruz sınırda. Tel Abyad'a da dönemedik. Bombalanıyor. Yemeğimiz de bitmişti. Bize Suruç'ta bir kampta boş yer olduğu söylendi. Ama kimse gelip gitmedi. Ekmek dahi alacak paramız yok.”

ZAMAN
<< Önceki Haber İnsanlığın acı feryadı Akçakale'de yankılandı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER