[Tarık Burak yazdı] Yol, çile ve ızdırap

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ekim 20 2019
Samanyoluhaber yazarı Tarık Burak'ın Fethullah Gülen Hocaefendi'nin hayatını anlattığı yazı dizisi "Aşık-ı sâdık Fethullah Gülen Hocaefendi" serisinin 37'nci bölümünü yayımlıyoruz.

Yol, çile ve ızdırap 
TARIK BURAK 


"Izdırap ve çileler her zaman istihkak ile alakalı değildir; onları yolun şiarı bilip yürekli olmak ve elemleri ahiret sermayesine dönüştürmek gerektir."

ÜLKEYE HİZMET İÇİN ÇEKİLEN SIKINTILAR

Suriye’nin 'hafiye bir devlet' olduğunu Hocaefendi ve yanındaki arkadaşları hemen anlamıştı. Kaldıkları Yeşil Oteli'nin sahibi, gayr-ı meşru işlerini saklamak için her konuda polise bilgi veriyordu. Fethullah Gülen Hocaefendi ve arkadaşlarına yakınlık gösteriyor, biraz sahip çıkar gibi görünüyordu... Otelcinin gelip giden polislerle kumar oynadığı kafiledekilerin gözünden kaçmamıştı. 

Niyetinin ne olduğu belli olmayan otelci, bir gün Hocaefendi ile arkadaşlarını davet etti. Birlikte evine gittiler. Otelci yemek ikram etti. Çünkü Hocaefendi ve arkadaşlarını gizli iş çeviriyor zannediyor, onlara ortak olup para almayı hesaplıyordu. Sınırdan eşya değil sadece kendilerinin geçeceğini öğrenince korktu. Bir daha ne yanlarına gitti, ne hatırlarını sordu.

Artık tek çare kalıyordu. Kendi çabaları ile geçeceklerdi. Üstelik bunu kısa zamanda yapmak zorundaydılar. 15 günlük vizelerinin 11. günüydü. Cuma Namazı'nı Hanefi Camii'nde kıldılar. 'Bu durum için çok şükrettim.' diyor Hocaefendi.

Halep’te gördükleri ve yaşadıkları Suriye’deki otoriter rejimin insanlar üzerinde nasıl baskı kurduğunu gösteriyordu. Hocaefendi, Halep’te otelde kaldığı 11 gün boyunca, bir an önce Türkiye’ye giriş yapmak için dua etti. 

Kasvetli, karanlık bir zamandı. Bu arada birisi onlara: "Huduttan geçmek isteyen bir kişinin üzerinde para bulmuşlar, İhvan'a para getirdin diyerek hapse atmışlar." dedi. 

Oysa üzerinde para bulunan adamın Müslümanlıkla bir alakası yoktu ki, İhvan-ı Müslimin ile bir ilg

Bu haberler de ilginizi çekebilir