Tartışma Usulü

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Kasım 18 2019
Samanyoluhaber.com Yazarı Abdullah Aymaz bugünkü yazısında TARTIŞMA USÛLLERİ hakkında önemli PRENSİPLERİ hatırlattı
TARTIŞMA USÛLÜ

ABDULLAH AYMAZ

Isparat’nın Eğirdir kazası, Üstad Hazretlerinin kaldığı Barla’ya nisbetle daha kültürlü ve bürokrat insanların bulunduğu bir  yerdir. Bu yüzden zaman zaman ilmî ve dînî münakaşalara sahne olur. Üstad, bu tartışmalardan haberdar olur ve kendilerine bir mektup yazar. Bu mektuptan TARTIŞMA  USÛLLERİ  hakkında önemli PRENSİPLERİ  ihtiva ediyor ve  şöyle deniliyor: “Ehl-i Hak, yalnız hak için bahse girişilmeli. Hak için bahse girişen ızhâr-ı fazl etmez  (kendisini üstün ve faziletli göstermeye çalışmaz.) Yalnız hakkı arar. Hak, hangi tarafta olursa olsun, kemâl-i şevk ile alır. Hatta hak, hasım tarafında olsa, halis bir hakperest daha ziyade sever. Çünkü istifade eder. Eğer hak,  onun sözünde olsa, bir istifadesi olmaz. Gurura girmek ihtimali var. Fakat hasmın elinden çıksa, hem istifade eder, hem teslimiyetle hakka inkıyadını gösterir. Bir fazilet dahi kazanır.
“Hakikat böyle iken, maatteessüf ehl-i hakta ve ulemada HAKPESETLİK  namı altında, NEFİSPERESTLİK  işe çok karışıyor. En mühim ve kudsî bir meseleyi, satranç oyunu gibi, ızhar-ı fazl yolunda ve ilmî müzâkereyi, MÜNAKAŞA  derecesine çıkarıp onunla oynuyorlar. Her iki taraf kendini haklı zanneder. Her iki taraf madem münakaşa suretini alıyor, haksızdırlar. Zaten kemiyeten (sayı itibariyle)  az olan ehl-i dalâlet, kesretli (çok) olan  ehl-i hakkın şu halinden istifade ederek, mağlup edip perişan ediyorlar.
“Hem münakaşacı iki taraf, o meselede hakkı göremezler. Çünkü insaf nazarıyla bakılmadığı için tenkit nazarı, hasmının yalnız çürük taraflarını ve taraftarlık cihetiyle kendi nefsinin yalnız iyilik tarafını görür. İyiliklerini onun çürükleriyle muvazene eder. Elbette bu nazar, hakkı göremez, görse de tanımaz.”
Üstad Hazretleri Yirminci Lem’a’da (İhlas Risalesinde) bu hususta şöyle diyor: “Fenn-i âd

Bu haberler de ilginizi çekebilir