TBMM Genel Kurulu'nda 'kanlı tokmak' tartışması

TBMM Genel Kurulu'nda 'kanlı tokmak' tartışması

ANKARA (CİHAN)- Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 57. birleşimi saat 14.00'te yoklamasız açıldı. Birleşimi, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı yönetiyor. Başkan, gündeme geçmeden önce üç milletvekiline gündem dışı söz verdi. Ardından başkanlığın sunuşlarına geçildi. Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge okunarak bilgiye sunuldu.

HDP Grubu'nun, Uludere'de hava saldırısında hayatını kaybeden 34 kişiye ilişkin Meclis araştırması önergesinin gündeme alınması önerisi görüşüldü ama kabul edilmedi. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Meclis Başkanlığı'na bizzat dilekçe verdim. Sayın başkan, sizin önünüzdeki tokmak kanlı bir tokmak, suç delilidir, tutamazsınız orada, adli emanete alınması lazım. Oradan kan örnekleri, tahlilleri için, parmak izi için, lütfen, o suç delilini derhâl kavaslara teslim edin çünkü dilekçe verdik." dedi.

TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, "Neden, nereden bahsettiniz, hangi araçtan?" diye sordu. Kaplan, devamla "Bir de çelik kasa da darp aracı olarak kullanıldı, onun da alınmasını istiyorum çünkü dünkü torba görüşmelerine bu suç aletleriyle kan bulaşmıştır, suç delilidir onlar. Hukuk devletlerinde bu tür deliller güvence altına alınır ki ileride delil olarak bunun değerlendirmesi yapılsın." diye konuştu.

GÖRÜNTÜLER KAMUOYUNA DAĞITILACAKTIR

Kadına şiddet konusunda dün 72 milletvekiline verilen sözün gerçekten güzel bir davranış olduğunu dile getiren Kaplan, şöyle devam etti: "Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Pervin Buldan ve Halkların Demokratik Kongresi Eş Başkanı Sebahat Tuncel, bu kürsüde AK Parti'nin erkek Grup Başkan Vekili Sayın Elitaş'ın saldırısına uğradı ve fiilî darp edildi, Sayın Tuncel yaralandı. Dilerdim ki bu, kadına şiddetin konuşulduğu, 72 kişinin konuştuğu bu Meclis'te, kadın olan başkan vekilinin önce, sonra kadın olan grup başkan vekilinin, sonra AK Parti'nin bütün kadın vekillerinin bunu kınamasını beklerdim ama lal olduklarını gördüm, lal, lal. Kadına karşı şiddeti 72 kişinin konuştuğu burada, kadın saldırıya uğruyor ve bir grup başkan vekili, erkek, çıkıyor, televizyonlarda diyor ki: 'Kadınların saldırısına uğradım'. Bu kamera görüntüleri, bu gök kubbe, buradaki 400 milletvekili, tanrı buna tanıktır ki, bu görüntüler bütün kamuoyuna dağıtılacaktır. Yalancıların, iftiracıların, kadına şiddeti bu Meclis'in çatısı altına taşıyanların iç tüzükten disipline, cezaya kadar ve toplum vicdanında mahkûm edilmesine kadar bunun takipçisi olacağız."

MOBBİNG UYGULUYORSUNUZ

"Mart ayının sonuna kadar 24 saat Meclis'e çalışma takvimi koyuyorsunuz. Mobbingdir bunun adı, angaryadır bunun adı; insan haklarının, hukukun, demokrasinin, insan sağlığının, insan onurunun ayaklar altına alınmasıdır." diyen Kaplan, şunları söyledi: "Siz köle misiniz? Siz biat eden emir kulları mısınız? Siz bu Meclis'in birilerinin emri altında kunta kinteleri misiniz? Siz talimatla esas duruşa gelen 'Terracotta' askerleri misiniz? Bu Meclis, bu milletin iradesi bu kadar esir, bu kadar teslim, bu kadar suskun kalacak mı? Biz kalmayacağız, Halkların Demokratik Partisi kalmayacak. Gerçekler için, hakikat için, insanlık için, demokrasi için konuşacağız, konuşacağız, konuşacağız. Biz milletin vekiliyiz, milletin gücüyle geldik bu kürsüye oturduk. Dün iç tüzük hakkımı kullanmak istedim, Başkan vekilinden söz alamadım. Başkan vekili burada, kendi iktidar partisinin talimatıyla burayı yönetmeye çalışıyordu. Başkan vekili burada bize söz hakkı vermiyordu. Başkan vekili burada milletvekillerinin milletin iradesiyle gelmesini unutmuştu, milletvekillerinin de oy alarak seçildiğini unutmuştu, onların temsil ettiği milyonları unutmuştu, halkı unutmuşlardı. İç tüzük haklarını yok saydılar, Anayasa'yı yok saydılar, hukuku yok saydılar. Burada, bu başkanlık kürsüsünün önünde ben dururken buraya gelen arkadaşlarımız… Söz hakkı konusunda, centilmenlik gereği önceki söz hakkının ana muhalefet partisi grup başkan vekiline verilmesi gerekirdi, doğru olan budur, benim vicdanım, benim erdemim, grubumun ahlaki durumu bunu gerektiriyordu. Sayın Gök'e söz sıramı verip sonra konuşacakken buraya Elitaş'ı davet edip kürsüyü işgal ettiniz."

MECLİS'TE ORMAN KANUNU, DAĞ KANUNU MU UYGULANIYOR?

Kaplan, "Şimdi, hiçbir şey olmamış bu çatının altında, kan dökülmemiş, yaralı yok, kafa kırma yok, insan onurunu kırma yok, şu gördüğünüz çiçeklerin arasında bayılan milletvekili yok, hâlâ hastanede milletvekili yok, hiçbir şey olmamış değil mi? Özür dileme de yok mu? Ya disiplin yok mu? Ya ceza yok mu? Ya müeyyide yok mu? Ya kural yok mu? Orman kanunu mu, dağ kanunu mu; ne uygulanıyor bu Meclis'in içinde arkadaşlar? Bu kadar tutarsız, bu kadar duyarsız, bu kadar keyfî, bu kadar zalim olursanız , bakın Birleşmiş Milletler'in 666 sayılı kararı var, zalim diktatörlüklere ve keyfî yönetimlere karşı halkın meşru direniş hakkı vardır, bundan sonra bizi bu noktaya çekerseniz meşru direniş hakkını kullanırız. 350 kişiyle burada bize terör estiremezsiniz. Meclis'te devlet terörünü estiremezsiniz. Bu terörü Roboski'de, Uludere katliamında da uyguladınız. Uludere katliamında 34 insanımızı öldürdünüz. Uludere katliamında gelen dosyayı kapattınız burada, kapattınız. Uludere'deki katliamı Meclis İnsan Hakları Alt Komisyonu'nda boğdunuz, zorunlu hata dediniz." dedi.
CİHAN
<< Önceki Haber TBMM Genel Kurulu'nda 'kanlı tokmak' tartışması Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER