"Teravihleri koğuşta kılıyoruz"

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Haziran 18 2016
Manisa'daki nefret operasyonuyla tutuklanan Niyazi Mutlu Şendur, Yeni Hayat Gazetesi'ne yazdığı mektupta duygu yüklü ifadeler kullandı. Teravih namazına cezaevinde de devam ettiğini anlatan Şendur, "Zor ve hüzünlü bir Ramazan geçirsem de ‘bayram’ın yakın olduğunu bildiğim için mutluyum." dedi.
"Teravihleri koğuşta kılıyoruz"
İşte Niyazi Mutlu Şendur'un hüzün dolu o mektubu:

“Ay ve güneşi 160 gündür göremiyorum. Mahpusta teravihleri de 4-6 kişi için planlanmasına rağmen 11 kişi kaldığımız ve ranzalardan arta kalan dar alanı mescide çevirdiğimiz koğuşumuzda, üstünde Ceza ve Tevkif Evleri yazan battaniyeler üzerinde kılıyoruz.”

Nefret operasyonlarıyla zulmedilen, karınca ezmez insanların, ızdırapla yaşadığı üçüncü Ramazan bu. Ülkesine hizmetten başka bir ideali olmayan insanların, kimisi sürgüne gitmek zorunda kaldı, kimisi işinden, kimileri de yıllardır özgürlüklerinden oldu. İşte onlardan birisi: Niyazi Mutlu Şendur. Bank Asya Manisa Şubesi Müdürü iken, görevi gereği yaptığı bankacılık işlemlerinden dolayı hapse atıldı. İddianamesi yazılmadığı için 7 aydır hakim karşısına bile çıkamadı. Şendur, gazetemize gönderdiği hüzün dolu mektupta yapılan zulmü ve mahpustaki Ramazan’ı anlatıyor. Şendur’un mektubuyla başbaşa bırakıyoruz sizi.

45 yıllık ömrümün en ilginç, en zor, en hüzünlü ve fakat en güzel Ramazan-ı Şerif’ini yaşıyorum. Bunca yıl Ramazan’ı ailem ve sevdiklerimle birlikte idrak ettim. Bu Ramazan’da ise mahpustayım. Rabbim böyle takdir etmiş.

Zindana girmeden önce…

Zindan’a girmeden önceki iftarlarımı, eşim, çocuklarım, annem, kayınvalidem, kayınpederim ve diğer sevdiklerimle beraber sofra başında, Hatuniye Camii’nden yükselecek ezan sesini ve Spil’den atılacak iftar topunu bekleyerek yapardım genelde. İftar sonrası, alelacele bir bardak çay içtikten sonra, zor günlerimdeki en büyük destekçim ‘canım eşimle’ birlikte, OSB’deki camiye ‘hatimli teravih’ kılmaya giderdik. Cami avlusunda, ay ışığı altında, çimenlerin üzerinde Manisa’nın en güzel imamlarından ‘hafız’ın arkasında saf tutardım güzel insanlarla.

Sahurlarımız ayrı bir bereket içinde geçerdi. Eşimin, ‘Haydi sofra hazır!’ sesiyle sahura uyanır, kalkınca da kızımı ve oğlumu uyandırırdım, yanaklarından öperek. Huzur içi

Bu haberler de ilginizi çekebilir