Tescilli yalancı ve iftiracılar

Darbe girişimi sonrası fişlemeler ve akabinden cadı avı bütün hızıyla devam ederken,ekranlarda da L.E-N.V- K.Ö-A.K bu kişiliksizleri ve bunların tezvirlerini izliyorsunuz.

Havuzun tamamı koro halinde bu isimlerden bugünlerde çokça istifade ediyor. Biri bir kanalda olursa diğeri de başka kanallarda yıllardan beri söylediklerini tekrar ediyorlar ve program sunucuları da her defasında sanki bunlar yeni bir şey söylüyormuşçasına hayretle tekrar ediyorlar.

Milleti kandırma, gözünü boyama şu anda Türkiye’de yayın yapan medyada bilfiil aralıksız devam ediyor. Akla hayale gelmedik yeni yalanlar, yeni yeni güya ipuçları elde ediliyor. Ama hala darbeye teşebbüs eden suçlular yok ortada. 

Neden? 

Çünkü ortaya çıkarılmak istenmiyor. Eğer ortaya çıkarılsa Fethullah Gülen ile hiçbir ilgisi olmadığı ortaya çıkacak ve her şey bir anda fos olacak. Bunun için hedefe koydukları, artık dünyanın da çok yakından tanıdığı bir alim ve ona gönül bağı olanların bir anda suçsuz ve masum oldukları ortaya çıkacak. 

Bunu bizi idare edenler maalesef istemiyor.

Ama Allah büyüktür. 

Bu iftiralar bu yalanlar, bu zulümler bu dünyada ya da öbür alemde cezasız kalmaz.

Kanal kanal dolaşan bu iftira korosu nedense hep Hocaefendinin sağ kolu olarak anılıyor. Kimse de bunların gerçekten sağ kolu mu, değil mi soruşturmuyor. Bunların her birisi kendi başına bir cemaattir. Bunların Hocaefendi'ye ihtiyaçları yoktur ki, sağ kol olmayı bile kabul etmezler. Bunların her birisi bir tarikat başı, şeyhtir. 1960’lı yıllardan beri tanıyanlar bunların ne mal olduğunu(!), nasıl bir yaşam tarzı içinde olduğunu çok iyi bilirler. Onun için (Havuz yapmaz