TGS: BİK'in ekonomik sansürü kara bir lekedir

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Temmuz 24 2015
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Hüner, Türk basınında sansüre ilk direnişin 107. yıldönümünde, Basın İlan Kurumu'nun (BİK), İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde çalışma odasında görevini ifa etmekteyken 31 Mart 2015 günü iki silahlı terörist tarafından rehin alması ve uzun süren görüşmelere rağmen teröristlerin teslim olmayıp şehit etmesiyle ilgili fotoğraflarını yayımlayan, ulusal ve yerel 39 yayın organına 2 ile 12 gün arasında ilan kesme cezasını 24 Temmuz Gazeteciler Günü'nde tebliğ etmesinin, basın tarihine kara bir leke olarak düştüğünü bildirdi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Hüner, Türk basınında sansüre ilk direnişin 107. yıldönümünde, Basın İlan Kurumu'nun (BİK), İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde çalışma odasında görevini ifa etmekteyken 31 Mart 2015 günü iki silahlı terörist tarafından rehin alması ve uzun süren görüşmelere rağmen teröristlerin teslim olmayıp şehit etmesiyle ilgili fotoğraflarını yayımlayan, ulusal ve yerel 39 yayın organına 2 ile 12 gün arasında ilan kesme cezasını 24 Temmuz Gazeteciler Günü'nde tebliğ etmesinin, basın tarihine kara bir leke olarak düştüğünü bildirdi.

Hüner, yaptığı yazılı açıklamada Savcı Kiraz'ın şehit edilmesinden sonra sosyal medya, yazılı ve görüntülü yayınları basın savcılığının suç saymadığını, soruşturma ve dava açmadığını hatırlatarak, BİK'in durumdan vazife çıkararak karar aldığını ve bunu da sansüre ilk direnişin 107. yıldönümünde tebliğ etmesinin çok manidar ve trajik olduğunu söyledi. TGS Şube Başkanı Hüner, şunları kaydetti: "Bugün BİK gibi devlet kurumlarının, siyasi iktidarın kanunlardan güç alarak uyguladığı sansür ile medya patronları üzerinde oluşturdukları baskıya, 'yandaş medya', 'havuz medyası' oluşturma ve kendi çıkarlarına hizmet eden otosansür ile sansürcü anlayışa, ekonomik sansüre karşı büyük bir mücadele gücüne ihtiyacımız var. Basın ahlâk ve meslek ilkelerine bağlı olarak kamuoyunun sesi olma, doğru bilgi aktarma gibi önemli görevleri fedakârca üstlenen muhabir, köşe yazarları, basın mensupları bir bir işlerinden atılıyor. Son yıllarda 879 gazetecinin kalemi, kamerası, mikrofonu elinden alındı, işsiz bırakıldı. Her ortamda basın mensuplarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi, basın özgürlüğünü kısıtlayan engellerin ortadan kaldırılmasını dile getirdiğimiz şu günlerde her türlü zorluğa, baskıya rağmen bağımsız olarak yayıncılık yapmaya çalışın ulusal ve yerel 39 gazeteye bu cezanın tebliğ edilmesi manidar, trajik ve basın tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Yerel ve

Bu haberler de ilginizi çekebilir