'Torunum OHAL’siz bir Türkiye görür mü, emin değilim...'

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Mayıs 21 2017
TÜSİAD Başkanı’nın ölçülü ve utangaç açış konuşmasındaki OHAL’in kaldırılması dileğine okkalı bir cümle ile karşılık verdi. Aslında baklayı ağzından çıkardı: “Her şey huzura, refaha kavuşmadan OHAL’i kaldıramayız.” Buyrun buradan yakın. Demek ki OHAL hiç kalkmayacak. En azından beni çıkaracak. Torunum OHAL’siz bir Türkiye görür mü? Emin değilim. Cumhuriyet yazarlarından Aydın Engin'in yazısı...
Bu OHAL beni çıkarır. Belki torunumu da...

Washington seferinden dönen Cumhurumun Başkanı, ayağının tozuyla TÜSİAD seferine çıktı.

TÜSİAD’ın en yüksek organı sayılan Yüksek İstişare Konseyi toplantısında Türkiye’nin en iri kıyım işadamlarına, işkadınlarına konuştu.

TÜSİAD Başkanı’nın ölçülü ve utangaç açış konuşmasındaki OHAL’in kaldırılması dileğine okkalı bir cümle ile karşılık verdi. 

Aslında baklayı ağzından çıkardı: 

“Her şey huzura, refaha kavuşmadan OHAL’i kaldıramayız.” 

Buyrun buradan yakın. 

Demek ki OHAL hiç kalkmayacak. En azından beni çıkaracak. 

Torunum OHAL’siz bir Türkiye görür mü? 

Emin değilim. 

Koşula baksanıza: “...huzura ve refaha kavuşmadan.” 

Halk deyişidir, ölenin ardından “Huzura kavuştu” derler. 

Gazetelerdeki ölüm ilanlarında sık sık okuruz: “... Ebedi istirahatgâhına defnedildi”. 

Huzur ölümle geliyorsa acaba Cumhurumun Başkanı kendisine ve tayfasına biat etmeyen, boyun eğip diz çökmeyenler öldükten sonra huzur gelecek demek mi istedi? 

Hoppalaaaa... 

Ben bu tarife uyuyorum. Bu durumda benim günlerim sayılı mı yani?

Üstelik iş benimle de bitmeyecek, huzur gelmeyecek. Reis, Kürt sorununun barışla değil silahla çözülmesine karar verdi bir kere. Demek ki son Kürt de huzura kavuşmadan huzur gelemez. 

Sonra Aleviler. 

Son Alevi de Sünniliğe geçip namazını abdestini kılar hale gelmeden huzurun gelmesi hayal. 

Hatta son günlerde ha bire “İzmir’in dağlarında...” türküsünü çağı

Bu haberler de ilginizi çekebilir