Türk Eğitim Sen'den Akit TV'ye suç duyurusu

Türk Eğitim Sen İzmir 3 N'olu Şube Başkanı Adnan Sarısayın, Atatürk' ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım 2015 tarihinde Akit TV' de yapılan yayında, "Zulüm 1938'de son buldu. Mustafa Kemal yıllar önce bugün öldü." şeklindeki ekran yazısı için suç duyurusunda bulundu. Akit TV Sorumlu Müdürü Ali Özken, program yapımcısı ve sunucusu Ahmet Keser ve cezai sorumluluğu olan diğer kişilerin, Atatürk'ün hatırasına ve cumhuriyete alenen basın yoluyla hakaret etmek suçundan yargılanmalarını istedi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen dilekçeyle ilgili bir basın açıklaması yapan Sarısayın, "Programda Atatürk'ün görüntüleri üzerine yapılan seslendirmede, '10 Kasım 1938'de son bulmuştu, yıllarca süren o serüven. Resmiyette öyle kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'den bahsediyoruz elbette. İngilizlerin dahi yapamadığını yapmış ve de başarılı olmuştu nihayetinde... Mesela bin yıllık tarihimiz, onun marifetiyle bir gecede yok olup gitmişti. Anadolu'yu istila eden Moğol bile başaramazdı bunu. Müslüman kıyafetlerini ortadan kaldırmak da öyle Fransızların Maraş'ta yaptıkları gibi peçeye el uzatmakla olmazdı. Daha akıllıcası lazımdı. O da eksik olmasın, Mustafa Kemal'in kılık kıyafet kanunuyla başarılıyordu. Bunu, Anadolu' yu işgal eden gâvur Fransız askeri bile başaramamıştı. Getirdiği demokrasi öyle bir demokrasiydi ki Amerika bile Irak işgalinde götürememişti onu Bağdat'a. Öylesine tesirli bir demokrasiydi. Bundan 50 yıl önce atom bombasıyla yerle bir edilen Japonya bile çok geçmeden ayağa kalkabiliyor, dünyaya kafa tutabilecek teknolojiye sahip olabiliyordu ama ne hikmetse demokrasiye ve özgürlüklere yaklaşık 100 yıl önce kavuşan Türkiye, ulaşamıyordu bir türlü o muasır medeniyetler seviyesine. Hem olsundu, bizde demokrasi vardı, o neyimize yetmiyordu ki? Demokrasi... İkinci Dünya Savaşı'nı kaybederek, yüzlerce anlaşmayla eli kolu bağlanan Almanya'nın bugünkü durumunu hatırlamaya hacet var mı ki? Onun ölümünden sonra da hemen her şey güllük gülistan olmayacaktı. Doğru ya, Hiroşima'da bile