Türk yargısı hem denetimsiz hem de Erdoğan'a hizmet ediyor

Dünyaca ünlü Reuters haber ajansı, son yıllardaki hakim ve savcı tasfiyelerinin ardından oluşan Türk yargısını kaleme aldı. Reuters, Türk yargısını “genç, deneyimsiz, sadık, hükumet yanlısı” olarak tanımladı.

SHABER3.COM

 Londra merkezli yaklaşık 170 yaşındaki Reuters Haber Ajansı, 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından yaşanan tasfiyeler sonrası ortaya çıkan Türk yargısını geniş bir yazı kaleme aldı.

 
Reuters araştırma ekibinin hazırladığı yazı tasfiyeler sonrası oluşan Türk yargısını geniş ve uzun bir şekilde değerlendiriyor ve “Türkiye’nin mahkemeleri Erdoğan’ın düşmanlarına karşı nasıl döndü?” başlığını taşıyor.

Yazı, “Erdoğan hükumeti muhaliflere karşı yargıyı kullanırken Türkiye’de binlerce yargıç ve savcı görevden alındı veya hapse atıldı. Yerlerine, bazıları 20’li yaşlarında, sadık ve deneyimsiz yeni hakim ve savcılar geldi ki bunlar mahkemeleri krize sürükledi” cümleleri ile değerlendirmesine başlıyor.

MAHKEME HEYETLERİ SÜREKLİ DEĞİŞTİRİLİYOR
Geçtiğimiz yıl HDP’li siyasetçiler Gülten Kışanak ve Sebahat Tuncel’in terör örgütü üyeliğinden yargılandığı davada yaşananları hatırlatan Reuters haber ajansı, davada 16 hakim görev aldığını belirtti.

Diyarbakır’daki yargılamanın az sayıda oturumla sonuçlandığını ifade eden Reuters, bu süre zarfında üç kişiden oluşan hakim heyeti sürekli değiştiğini kaydetti.


 
Reuters, “Masumiyetlerini iddia eden kadınlar, sadece bir kez mahkemeye çıkarıldılar – suçlu olduklarının belirtildiği iddianameyi dinlemek için. Avukatları Cihan Aydın, uygun bir savunmanın yapılmasının imkansız olduğunu çünkü karar sırasında hangi hakimin duruşmada olacağını bilmediğini söyledi. Yargılamada birçoğu genç ve deneyimsiz olan hakimler açıklama yapılmaksızın değiştirilmişti” ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda Diyarbakır Baro Başkanı olan Cihan Aydın, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Başhakim de dört kez değiştirildi… Her duruşmada yeni bir hakimler grubu vardı ve her seferinde savunmaya en baştan başlamak zorunda kaldık.Bu kargaşa yargılamayı her seferinde başa döndürdü. Hakimlerin dava dosyasındaki binlerce sayfayı okuması imkansızdı, bu nedenle iddianamede ne olduğunu her defasında özetlemek ve açıklamak zorunda kaldık. Hakimlere öğretmek bizim işimiz oldu.” diye konuştu.

“HAKİMLER DERSLERİNİ ALIYORLAR”
İki kadının terör suçlaması ile hüküm giymesinin Türkiye’de, 2016 yılındaki başarısız girişiminden bu yana yaygın hale geldiğini belirten Reuters, “Toplu tutuklamalar bu darbe girişimini takip etti. Yargılanma sırasında yargıçları değiştirme uygulaması da giderek daha yaygın hale geldi. Türk yetkililer bu tür değişikliklerin sağlık veya idari nedenlerle sadece rutin bir uygulama olduğunu söylüyorlar. Reuters tarafından görüşülen avukatlar ise bu uygulama ile hükumetin mahkemeler üzerinde kontrol sahibi olduğunu kaydettiler” ifadelerine yer verdi.

İstanbul merkezli siyasi analist Gareth Jenkins de Reuters’a yaptığı açıklamada, “Hâkimlerin sürekli değiştirilmesi basit ama çok faydalı bir mekanizma. Hükumet yargıya her defasında böyle müdahil olduğu için, yüzlerce davada hakimler derslerini alıyorlar” ifadelerini kullanmış.


 
Hukuk görevlilerinin atamasını gerçekleştiren Hakimler Savcılar Kurulu’nun Başkan Vekili Mehmet Yılmaz’ın bu konudaki açıklaması ise ilginç: Türkiye’nin hukuk sistemi “dünyanın hiçbir ülkesinin gerisinde değil.”

“YARGI MUHALİFLERE KARŞI SİYASİ BİR SOPA OLARAK KULLANILIYOR”
Yargının Türkiye’de yıllardır siyasi gündemler doğrultusunda bir araç olarak kullanıldığını belirten Reuters, “Muhaliflere göre Erdoğan döneminde yargı muhaliflere karşı siyasi bir sopa olarak benzeri görülmemiş bir boyutta kullanılıyor” diye yazdı.

Binlerce hâkim ve savcının 2016 sonrasında kovulduğunu kaydeden Reuters, bunların yerini, darbe ile ilgili kovuşturmalar dolayısıyla iş yükünde ani bir artış gösteren durumla başa çıkmak için yeterli donanıma sahip olmayan deneyimsiz yeni hakim ve savcıların aldığını belirtti.

BÖYLE BİR DÖNEM BUGÜNE KADAR GÖRÜLMEDİ
Haber ajansına konuşan CHP milletvekili Zeynel Emre, “Yargının daha önce hükumetlerden bağımsız olduğunu iddia etmiyoruz” dedi. Ancak hükümetin yargıyı siyaset ve özellikle muhalefet üzerinde bir kılıç gibi kullandığı bir dönem bugüne kadar görülmedi.” diye konuştu.

HER YAŞANAN OLAY SONRASI BASKI ARTTI
Türkiye’de Gezi olayları, PKK ile yürütülen görüşmelerin çökmesi ve 15 Temmuz gibi her önemli olaydan sonra yetkililerin yaşananlara baskı ile cevap verdiğini ifade eden Reuters, bu süreçte avukatlar, insan hakları savunucuları, gazeteciler ve akademisyenlerin de baskı altına alındığını söyledi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, avukatları ve aktivistleri gözetleme uygulaması da “aynı eğilimin, aynı zihniyetin, herkesi takip etme ve herkese karşı gerektiğinde bir dosya hazır olduğundan emin olma” zihniyetinin bir parçası olduğunu ifade etti.

DARBE SONRASI 91 BİNDEN FAZLA KİŞİ HAPSE ATILDI
Reuters, 2016 yılındaki başarısız darbe girişiminin ardından 4 yıl içinde 91.000’den fazla kişinin hapse atıldığını ve 150.000’den fazla kişinin Fethullah Gülen’e bağlılığı iddiasıyla işlerinden atıldığını veya görevden alındığını hatırlattı.

15 Temmuz sonrası Gülen hareketi mensubu kişilere açılan davalara değinen Reuters, “Gülen’in takipçileri tarafından kurulan bir bankanın hizmetlerinin kullanılması ve Ankara tarafından Gülen ağı tarafından kullanıldığını iddia ettiği şifreli bir mesajlaşma uygulaması aracılığıyla iletişim kurulması suçlamalar arasında yer alıyor.” diye yazdı.

TASFİYE, ADALET SİSTEMİNE DERİN BİR YARA AÇTI
Darbe sonrası yaşanan tasfiyelerin, dava yükünün patladığı Türkiye’deki adalet sistemine derin bir yara açtığını ifade eden Reuters, ” Adalet Bakanı Abdulhamit Gül parlamentoda yaptığı açıklamada, geçen yıl Kasım ayına kadar 3.926 hakim ve savcının görevlerinden alındığını belirtti. 500’den fazlasının hapiste olduğunu ifade etti. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, tasfiyelerin deneyimli hakim ve savcı yokluğuna sebep olduğunu Reuters’e yaptığı açıklamada ifade etti.”ifadelerini kullandı.

Reuters şöyle devam etti:

“Tasfiyeler, Türkiye’nin yargı sisteminin iş yükünü de arttırdı. Darbe girişiminden bu yana yarım milyondan fazla insan hakkında soruşturma yapıldı. 2019 sonu itibariyle, mahkemeler çok sayıda darbeyle ilgili davayı görürken yaklaşık 30.000 kişi yargılanmayı bekliyorlardı. Bazı şüpheliler, iddianame veya duruşma tarihi olmadan aylarca hapse atıldı. Geçen yıl polislerin katıldığı bir törende konuşan Erdoğan, yetkililerin hala Gülen’in takipçilerini tamamen kökünü kazımadığını ve Türkiye’nin bu grup üzerindeki baskıyı bırakmayacağını ve bırakamayacağını söyledi.”

BAROLARDAN ERDOĞAN’A TEPKİ
Ağustos ayında ülkenin en büyük üç şehri olan Ankara, İstanbul ve İzmir dahil olmak üzere 81 barodan 51’inin Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı sarayında yargı ile ilgili bir törenini boykot ettiğini hatırlatan Reuters, “Mekan seçiminin, güçler ayrılığı eksikliğinin yokluğuna işaret ettiğini ve etik kurallarını ihlal ettiğini söylediler. Ankara Barosu, Türkiye’nin yargı sisteminin avukatların hapsedilmesiyle kaosa sürüklendiğini, savunmanın şaşkın olduğunu ve hâkim ve savcılara duyulan güvenin yıkıldığını söyledi.” diye yazdı.

YARGININ YÜZDE 45’İ GENÇ VE DENEYİMSİZ
Hâkimler Savcılar Kurulu’ndan alınan rakamlara göre darbe girişiminden bu yana en az 9.323 yeni hâkim ve savcının işe alındığını ifade eden Reuters, “Bu Türkiye’nin kabaca 21.000 hakim ve savcının en az % 45’inin üç yıllık veya daha az deneyime sahip olduğu anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.

Meclis Adalet Komisyonu Başkanı AK Parti’li milletvekili Hakkı Köylü de Reuters’e yaptığı açıklamada bazı hakimlerin ve savcıların “yeterli eğitim olmadan atandığını” kabul etmiş.


 
“Ne yazık ki, gelişigüzel şeyler her zaman oluyor,” diyen Köylü, “Yaptıkları bazı kararları görüyoruz. Şimdi sadece üst mahkemelerin bu kararları düzeltmesini umut edebiliriz ” diye konuşmuş.

YARGITAY DA BÜYÜK YARA ALDI
Reuters, Türkiye’de en yüksek temyiz mahkemesi olan Yargıtayın da bu süreçte büyük yara aldığını kaydetti.

Yargıtay Başkanı Cirit, Reuters’e verdiği mülakatta, beş yıldan az deneyime sahip hâkimlerin Yargıtay’a atanmasının “yalnızca makul yargılama süresi için değil, aynı zamanda adil yargılanma hakkı için de risk teşkil ettiğini” belirtmiş.

“BU ÇOCUKLARBASKI ALTINDA VE EZİLİYOR”
2013 yılında emekli olan hakim Köksal Şengün de 48 yaşında bir ceza mahkemesinde yargıç olduğunu belirtti,

Şengün, “Şimdi, geniş çaplı işten atılmalar ve yeni atamalardan sonar bazı yerlerde hakimlerin yaş ortalaması 25’e düşmüş. Bence ceza mahkemesi için asgari yaş 40 olmalı. Belki daha da yüksek. Merdivenleri tek tek tırmanmanız gerekiyor. Mevcut sistemde çok erken atanıyorlar. “En ağır cezaları veren mahkemelerin tepesinde tepesinde oturan bu hakimlerin üç veya beş yıllık tecrübeleri var. Bu çocuklar baskı altında ve eziliyorlar. Böyle genç bir yargıçtan fazla bir şey bekleyemezsiniz. ”

AVUKATTAN KARARI YAZMAK İÇİN YARDIM İSTEYEN HAKİM
Hakimlerin deneyimsizliğinin ceza davaları dışında da görültüğünü kaydeden Reuters, İstanbul’da avukatlık yapan ve tam adının kullanılmaması koşuluyla konuşan “Yeşim”‘in bir davada yaşadığı kaotik anlara da yer verdi.

Yeşim, “çok basit”,  karar vermece sıkıntı yaşanmayacak ve iki şirket arasındaki küçük bir borçla ilgili bir anlaşmazlıkla ilgili davada hakim Yeşim’in şaşkınlığına sebep olan bir istekte bulunmuş.


 
Yeşim, “25 yaşından küçük görünen yargıç bana sordu,‘ Avukat hanım, kararın yazılmasında bana yardım eder misin?  Yardım edemedim ama gülüyordum, ancak kararı birlikte yazdık” ifadelerini kullanmış.

“HEPSİ HÜKÜMET YANLISI”
Reuters’a konuşan Avukat Veysel Ok, yaşam deneyimleri az genç yargıçların, siyasi bağlantıları nedeniyle terfi ettirildiklerini, mesleki deneyimlerinin ise hiç olmadığını belirtti.

Veysel Ok, “Bu, aslında bir haksızlık. Geçmişte, hâkimleri temsil ettiğimiz bir davaya atandıklarında araştırıyorduk ve savunmamızı verdikleri geçmiş kararlara ve siyasi görüşlerine göre ayarlıyorduk. Şimdi araştırma yapmak zorunda değiliz, çünkü bunların hepsinin hükümet yanlısı olduğunu biliyoruz.”
<< Önceki Haber Türk yargısı hem denetimsiz hem de Erdoğan'a hizmet ediyor Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER