Türkiye, 50 yaş altı kalp krizinde birinci sırada


Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fatma Özlem Arıcan Özlük, Avrupa'da 22 ülkede yapılan araştırmada, Türkiye'nin 50 yaş altında kalp krizi geçiren ülkeler sıralamasında birinci olduğunu söyledi. Dr. Özlük, bunun birinci nedeninin 'sigara', diğer nedeninin ise 'spor yapmamak' olduğunu kaydetti.

Dr. Fatma Özlem Arıcan Özlük, Bursa Orman Bölge Müdürlüğü tarafından bölge müdürlüğü personeli için düzenlenen "Hızlı davran hayatını kurtar" konulu seminere katıldı. Programa katılanlara yaş ve sigara içme durumları ile ilgili küçük bir anket yaparak konuşmasına başlayan Dr. Özlük, kalp krizinin, Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre ölüm sebepleri içerisinde ilk sırada yer aldığını kaydetti.

Avrupa'da yapılan bir araştırmaya dikkat çeken Dr. Özlük, "Kalp krizi geçirenler üzerinde 22 ülkede yapılan incelemeye göre ülkemiz 50 yaş altında kalp krizinde birinci durumda. Bunun alt analizlerine baktığımızda, birinci nedenin çok sigara içmemiz olduğunu tespit ettik. İkincisi de kesinlikle yürümüyoruz, yani spor yapmıyoruz." dedi.

"ACİLE GELENLERİN PEK ÇOK YERİNDE DAMAR TIKANIKLIĞI OLUYOR"

Sağlık Bakanlığı'nın önleyici tedbirler almak için 2015 Haziran ayında "Hızlı Davran Hayatını Kurtar, Kalp Krizi Beklemez" projesini başlatıldığını hatırlatan Dr. Özlük, şu bilgileri verdi: "Kalbimiz kan pompalayan muazzam bir organ. Günde ortalama 9 bin litre kan pompalıyor. Kendisinin de kan ile beslenmeye ihtiyacı var ve damarlar ile besleniyor. Biz bu damarlara koroner arter diyoruz. Bu damar tıkandığında, derecesine göre eğer son ana geldiğinde akım bozulduğunda kalp krizi oluyor. Eğer şanslı iseniz bir damarınız tıkanıyor. Ama genellikle acil servise gelen, anjiyoya aldığımız hastalarda pek çok yerinde çok kötü damar tıkanıklığı oluyor."

"KENDİ BAŞINIZA ARABAYA BİNİP HASTANEYE GİTMEYİN"

Dr. Özlük, kalp krizinin en yaygın belirtileri için şunları söyledi: "Daralma hissi, baskı ve sıkışıklık şeklinde hissedilen göğüs ağrısı, vücudun diğer bölgelerinde sol kolda, boyunda, çenede ağrı, bulantı, kusma, terleme, endişe ve düzensiz kalp atışıdır. Kadınlarda en sık görülen belirtiler, nefes darlığı halsizlik, hazımsızlık hissi ve yorgunluktur. Kadınlar, diyabetik hastalar ve yaşlılarda belirtiler daha hafif gözükebilir. Bu tip belirtileri kendimizde veya yakınımızda gördüğümüzde hemen 112'yi arayalım. Kendi başınıza arabaya binip hastaneye gitmeyin. Kalp krizi acil bir durumdur, savaştığımız şey zamandır."

"AĞRINIZ 5 DİKAKADAN FAZLA SÜRÜYORSA, HEMEN 112'İ ARAYIN"

"Kesinlikle araba kullanmayın" diyen Özlük, kalp krizi geçirenlerin yapması gerekenleri şöyle sıralardı: "Ölümlerin yüzde 60'ı ilk bir saatte oluyor. Eğer ağrınız 5 dakikadan fazla sürüyorsa en kısa zamanda kendinizi bir sağlık birimine, hastaneye naklettirin. Tek başınıza iseniz derhal yaptığınız işi bırakın, 112'yi arayın veya yakınınızı arayın 112'yi arasın. Kapınızı aralayın. Evinizde aspirin varsa az bir su ile çiğneyerek alın. Kalp hastası değilseniz ilacınız yoksa kafanıza göre başka ilaç almayın. Yemek yemeyin, sıcak veya soğuk duş almayın, uzanın, ayağınızı yukarı kaldırın. Size yardım ulaşana kadar nefes alın, on saniye ara ile kuvvetli öksürün. Kesinlikle araba kullanmayın."

BİR KİŞİ SİZİN YANINIZDA KALP KRİZİ GEÇİRİYORSA NE YAPMALISINIZ?
Özlük, yanında kalp krizi geçiren biri varsa kişinin yapması gerekenleri şöyle açıkladı: "Hemen 112'yi arayın, ya da birini görevlendirin 112'yi arasın. Etrafını açın, rahatlatın. Aspirin varsa verin, konuşabiliyor ise kalp ilacı varsa onu verin. Sırt üstü yatırın, ayaklarını kaldırın, kusabileceğini düşünerek herhangi bir şey yedirmeyin."

"TUZ KULLANIMI AZALTILMALI"

Kalp krizi geçirmek istemiyoruz diyorsanız, kalp krizinin belirtilerini iyi öğreneceğiz ve risk faktörlerine önem vereceğiz" diyen Özlük, sözlerini şöyle sürdürdü: "Değiştirmesi sizin elinizde olan risk faktörleri neler, sigara içmeyebilirsiniz, fiziksel aktivite, kolesterol, tansiyon, şişmanlık. Hayatımıza azıcık düzene soktuğumuzda, düzenli bir hayat ile egzersiz ile kalp krizi riskini çok ciddi azaltıyoruz. Şeker hastaları hiçbir şikâyeti olmasa dahi yılda bir kere kalp doktoruna başvurmalı. Bir şikâyet olmasa dahi yılda bir kez tansiyon ölçümü yapılmalı, kan şekeri kontrol edilmelidir. Tuz kullanımı azaltılmalıdır. Obezite ile mücadele edilmeli, haftada üç gün düzenli olarak uygun tempoda egzersiz yapılmalı."
CİHAN
<< Önceki Haber Türkiye, 50 yaş altı kalp krizinde birinci sırada Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER