Türkiye Barolar Birliği'nden savcı ve hakim için HSYK'ya başvuru

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Kasım 27 2015
Türkiye Barolar Birliği (TBB), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Haber Müdürü Erdem Gül'ü tutuklamaya sevk eden başsavcıvekili ve tutuklama kararı veren İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimi hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) başvurdu. Başvuruda tutuklama kararının Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu vurgulandı.
Türkiye Barolar Birliği (TBB), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Haber Müdürü Erdem Gül'ü tutuklamaya sevk eden başsavcıvekili ve tutuklama kararı veren İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimi hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) başvurdu. Başvuruda tutuklama kararının Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu vurgulandı.

TBB, İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği görevinde bulunan Hakim İsmail Yavuz ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Vekilliği görevini yürüten İrfan Fidan hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması için HSYK'ya başvurdu. Tutuklamanın bir ceza olmayıp sadece delillerin karartılması veya şüphelilerin kaçması tehlikesi varsa uygulanan bir tedbir kararı olduğunu kaydeden TBB, Can Dündar ve Erdem Gül'ün kaçmadıklarını ve soruşturmaya konu belgenin haber olduğunu için delillerin karartılmasından söz edilemeyeceğine vurgu yaptı.

Verilen tutuklama kararının Ceza Muhakemesi Kanunu'na, Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne açıkça aykırılık teşkil ettiğini ifade eden TBB, sorgu zaptında yer aldığı şekilde gazetecilik mesleğiyle uğraşan şüphelilerin haber kaynaklarını ifşa etmelerini istemesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunun altını çizdi.

"ÜLKEMİZİ İZAHI FEVKALADE ZOR VE SONUÇLARI ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN AĞIR OLABİLECEK BİR ÇIKMAZA DA SOKACAKTIR"

HSYK'ya sunulan dilekçede ayrıca şu ifadeler yer aldı: "Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması ve soruşturulması, yukarıda açıkladığımız sebeplerle demokrasimize ağır zarar vermiştir. Öte yandan bu tutuklama, haberin içeriğine ilişkin siyasi iktidar temsilcilerinin yaptığı yalanlamalarla da önemli bir çelişkiye düşmektedir. Şöyle ki haberin içeriği yetkililerce söylendiği gibi gerçek dışı ise ortada ifşa edilen bir devlet sırrı yoktur. Haberin içeriği gerçek ise bu durumda soruşturulması gereken gazeteciler değil, terör örgütüne silah ve mühimmat sağlayanlardır. Dolayısıyla adı geçen gazeteciler ha

Bu haberler de ilginizi çekebilir