Türkiye’de hidroksiklorokin kullanımı devam edecek mi?

DSÖ’nün COVID-19 tedavisinde kullanılan hidroksiklorokin etken maddeli ilacın klinik testlerini durdurmasının ardından, Türkiye’de ilacın kullanımına devam edilip edilmeyeceği henüz bilinmiyor.

SHABER3.COM

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), COVID-19 tedavisinde kullanılan etken maddesi hidroksiklorokin olan ilaçların klinik testlerini geçici olarak durdurması gözleri Türkiye'deki duruma çevirdi. DSÖ, kalp rahatsızlıklarına neden olduğu ve ölüm riskini artırdığı gerekçesiyle aldığı bu kararı bir-iki hafta içinde yeniden değerlendirmeyi planlıyor.

Pek çok ülkede kullanılan ilaç, Türkiye'de de Bilim Kurulu’nun hazırladığı rehberde yer alıyor ve COVID-19 tedavisi gören bütün hastalara veriliyor.

"Türkiye’de, dünyada yapılmayan bir şey yapıldı” diyen Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, ilacın kullanımına ilişkin şu bilgileri verdi:

“Kapıdan giren herkese semptomundan bağımsız olarak, mevcut klinik durumdan bağımsız olarak hidroksiklorokin verildi, bir başka antiviral tedavi verildi ve azitromicin diye bir antibiyotik uygulandı. Bilim kurulunun önerdiği rehberlerde yer aldı ve bu tedaviler bütün hastalara uygulandı.”

Araştırmaya ilişkin eleştiriler

Dünya Sağlık Örgütü testleri durdurma kararını, 22 Mayıs’ta The Lancet dergisinde yayınlanan bilimsel makaleye dayandırdı. Bu makalede, klorokin ve hidroksiklorokin etken maddelerinin COVID-19 tedavisine uygun olmadığı ve ölüm oranını yükseltebileceği belirtilmişti. Ancak bilim insanları bu araştırmanın yöntemini eleştiriyor. Dünya genelinde 96 bin hasta üzerinde yapılan çalışmada, durumu ağır olanlarla ayakta tedavi görenlerin karşılaştırıldığını vurguluyorlar. Oysa bilimsel bir çalışmanın aynı sayıda, aynı aşamadaki hastalar üzerinde yapılması gerekiyor.

 "Bilimsel metodoloji açısından ciddi sorunları olan bir makale” diyen Yerlikaya, yine de DSÖ'nün kararının doğru olduğu ifade etti. Yerlikaya, "Buna rağmen o çalışma referans gösterilerek klinik testler durduruldu. Sonuçta insan hayatı söz konusu olduğu için, bir kişi bile zarar görmüş olsa bu çalışmaların sürdürülüyor olması kabul edilemez. Kişisel olarak bu kararın doğru olduğunu düşünüyorum” dedi.


DSÖ’nün açıklaması, hekimler ve bilim insanları arasında tartışma yarattı. Kalp damar cerrahı Opr. Dr. Bülent Polat, açıklamanın yanlış anlaşıldığını savundu:

“Dünyanın birçok ülkesinde çalışmalar devam ediyor. Sanki bütün klinik araştırmalar durdurulmuş, sanki tedaviler askıya alınmış gibi anlaşıldı. Oysa DSÖ sadece bir çalışmayla ilgili bu kararı aldı. Kendisinin gözetiminde yapılan 3 bin 500 kişilik Solidarity Trial adlı çalışma. Diğer çalışmaların sonuçlarını bekleyelim diyerek bunu durdurdu. Tedaviler askıya alınmış değil.”

"Etkili olduğuna dair bilimsel veri yok”

İç hastalıkları ve tıbbi onkoloji uzmanı Dr. Halis Yerlikaya ise The Lancet dergisindeki makaleden bağımsız olarak, hidroksiklorokin etken maddesinin COVID-19 tedavisinde etkili olduğuna dair hiçbir bilimsel veri bulunmadığına dikkati çekti.

Yerlikaya bu konuda şunları söyledi: “Bu çok kritik bir şey. Araştırma ayrı; gerçeğe ulaşmaya çalışırsınız. Ama burada bir tedavi yöntemi olarak kullanılıyor. Sanki araştırma yapılmış, sonuçlanmış ve etkili olduğu ortaya çıkmış gibi devam edilmesi hakikaten sıkıntılı. Gereksiz bir tedavi veriyoruz sonucu çıkıyor buradan. O makalede ifade edilen sonuçların doğru olmadığını düşünsek bile, hidroksiklorokinin etkili olduğuna dair hiçbir veri yok elimizde. Belki şunu söylemek lazım, Türkiye’nin kendi verilerini bilimsel metodolojiye uygun olarak değerlendirip, sonuçlandırıp bundan sonraki süreci buna göre yönetmesinde yarar var.”

“İki aydır kullanıyoruz, etkisini bilmiyoruz”


Halk sağlığı uzmanı Prof. Tacettin İnandı da bilimsel kanıtların çok zayıf olduğunu vurguladı: “Bir şeyin faydası yoksa zararı var demektir, yan etkisi var demektir. Bu kaygıları yaşıyoruz. Bunları gidermek için bizim ülkemizdeki bir probleme dikkat çekmek isterim; araştırmaların önünü açmamız gerekiyor. Yaklaşık iki aydır bu ülkede biz bu ilacı kullanıyoruz, etkili olup olmadığını bilimsel bir düzenekle ortaya koyabilirdik ama bunlara da kısıtlamalar, zorluklar getiriliyor. Bilimsel çalışma yapmak için elimizde hiçbir veri yok.”

"Bir milyon kutu stokladık”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’nin tedavide farklı bir yaklaşıma sahip olduğunu anlatırken, “Hiçbir ülke pozitif, şüpheli bütün vakalarda hidroksiklorokin ilacını erken dönemde kullanmadı. Şu an dünya bu ilacın peşinde. Ama biz bir milyon kutuya yakın ilacı daha baştan stokladık” demişti. İlacı üreten Novartis firması da Sağlık Bakanlığı’na 400 bin doz bağış yaptıklarını bildirmişti.
<< Önceki Haber Türkiye’de hidroksiklorokin kullanımı devam edecek mi? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER