Türkiye'deki baskıyı anlatan sorular

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Eylül 9 2016
Gazeteci Can Dündar, DW için Türkiye'de basın özgürlüğüne ilişkin bir yazı kaleme aldı. Dündar, "Türkiye'de her zor sorunun ağır bir faturası vardır ve pek az gazeteci bunu ödemeden kurtulur" diyor.
Türkiye'deki baskıyı anlatan sorular
Türkiye'de yetkililere en zor soruları yabancı muhabirler sorar.
İki nedenle:
Birincisi Türk yetkililer, Türkiye'de gerçek gazetecilerin karşısına çıkmazlar. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun yıllardır bir kez olsun zorlu sorular soracağını bildiği birilerinin karşısına çıkmamış, sadece “bildiği yerlerden soran” yandaşlarının röportaj davetini kabul etmiştir.
İkincisi, bir basın toplantısında muhabir kazara ters bir soru soracak olsa, ya sorduğu yetkilinin hakaretine uğrar ya da işinden kovulur.
O yüzden basın toplantısından sonra ülkesine dönecek muhabirler için riskli soru sormak daha kolaydır. Fakat onların alacağı cevap da çok tatminkâr olmayacaktır.
Erdoğan ve kabinesinin bu tür ters sorulara basmakalıp bir cevabı vardır:
“Burası bir baskı rejimi olsa, sen bu soruyu zor sorardın.”
Oysa basın özgürlüğü demek, bu cevabın içinde saklı tehdidi hissetmeden soru sorabilmek demektir.
Kaldı ki baskı rejimlerinde bile bir fırsatını bulup yetkililere ters soru sorabilmek mümkündür de, sonrasında başına gelebilecekleri kestirebilmek güçtür. Çünkü her zor sorunun ağır bir faturası vardır ve pek az gazeteci bunu ödemeden kurtulur.
Bir örnek vereyim:
Geçen sene Güneydoğu Anadolu'daki Şanlıurfa’nın valisi bir basın toplantısı düzenliyordu. Orada gazeteciler, ahalinin şehirdeki IŞİD’lilerden dolayı tedirgin olduğunu hatırlatınca Vali, öfkelenip basın toplantısını bitirdi. Ayrılırken de polislere gazetecileri gösterip “Alın bunları” dedi.
Üç gazeteci gözaltına alındı.
Gazetecilerden birinin yabancı basına çalıştığı anlaşılıp bir anda uluslararası tepki yağınca “Sadece kimlik tespiti yaptık” diyerek gazetecileri serbest bırakmak zorunda kaldılar.
Gözaltına alınanlardan biri, Die Welt’in İstanbul muhabiri Deniz Yücel’di.
Bu olaydan yedi ay sonra, yine sorduğu bir sorudan dolayı bu kez Başbakan Davutoğlu’nun hedefi oldu. Türk Başbakanı, Şansölye Merkel’le birlikte basın toplantısı yap

Bu haberler de ilginizi çekebilir