Üçüncü şeytanlık faslı ve İzmir Suikasti

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Ağustos 15 2017
Külünk, kuyruğuna takıldığı ağababaları gibi, utanmaz arlanmaz bir müfteri olarak bir iftirasının üzerine bir başka iftirasını inşa ediyor. Karlov suikastının bütün somut kanıtları yandaşları olan radikal İslamcı Nurettin Yıldız’a işaret ettiği halde, suikastın hemen ardından panikle uydurmaya çalıştıkları ve ellerine yüzlerine bulaştırdıkları iftiralara sahip çıkma kepazeliğini gösteriyor. Radikal İslamcı Diriliş Postası’ndaki yazısında tıpkı Erdoğan’ın yaptığı gibi radikalize ederek militanlaştırdıkları, silahlandırarak partizan milis güçleri haline getirdikleri kitlelerine tuhaf bir işaret veriyor: “Çok enteresan günler, çok enteresan aylar ve çok enteresan yıllar yaşadık. Sanırım aynı niteliğe sahip günler, aylar ve hatta yıllar yaşamaya da devam edeceğiz. Sıra dışı gelişmeler bizi bekliyor…”
TR724 yazarı Bülent Keneş Fethullah Gülen Hocaefendi'nin dikkat çektiği gündemdeki karanlık suikastleri analiz edip Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki İzmir Suikasti'ni hatırlattı.

ÜÇÜNCÜ ŞEYTANLIK FASLI’ VE İZMİR SUİKASTI

Adı demokrasi ile anılan her rejim, aynı derecede demokrat, aynı düzeyde hak, hukuk ve özgürlüklerin yerleştiği tam teşekküllü demokratik rejimler olmadığı gibi adı diktatörlükle anılan her rejim de aynı derecede keyfi, baskıcı, zalim ve hukuksuz olmayabiliyor. Demokratların demokrasilerini kemale erdirmek, rejimlerinin özgürlükçü niteliğini daha da artırmak için sürekli çalışmaları gerektiği gibi diktatörler ve diktatörlükten geçinenler de belli ki kendi sistemlerini mutlak bir diktatörlüğe yaklaştırmak için her türlü çabayı göstermekten geri durmuyor.

Doğrusu bu çabayı göstermeye de mecburlar. Çünkü, türlü suçlar işleyerek ya da türlü suçlar işledikleri için diktatörlük bisikletine binenler o bisikletten düşmemek için zulüm ve keyfilik pedalını her geçen gün daha da hızlı çevirmek zorundalar. Bu yüzden, demokrasi ve hukuk devleti limanından ayrılalı çok olan Türkiye’nin tam teşekküllü mutlak bir diktatörlüğe doğru kanlı yolculuğu henüz bitmiş değil. Bu kanlı yolculuk tüm dehşeti ve vahametiyle devam ediyor.

‘ALLAH’IN BİR LÜTFU’ NİTELİĞİNDE YENİ FIRTINALARA İHTİYAÇLARI VAR

Üstelik zaman zaman yavaşlama ve yalpalama emareleri gösteren bu seyahat, yelkenlerini doldurmak için “Allah’ın bir lütfu” niteliğinde yeni rüzgarlara ve hatta yeni fırtınalara ihtiyaç duyuyor. Ülkede kendilerine itiraz edebilecek tek bir kişi kalmayacağı ana kadar da diktatör Erdoğan ve avenelerinin bu ihtiyacının süreceği anlaşılıyor.

Mutlak bir dikta rejimi haline gelinceye kadar gıdasını propagandadan, güç ve enerjisini kitleleri al

Bu haberler de ilginizi çekebilir