Ucuz TL kredisini döviz kıtlığı bitirdi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Temmuz 27 2020
"İçeride TL üzerinden bir yapay piyasa dengesi kurabiliyor, farklı fiyatlandırmaları ekrana yazabiliyoruz. Ama dengemizi bozan döviz cephesi oluyor. Çünkü artan ithalatı ve artan döviz talebini karşılayacak döviz bulamıyoruz. Milletin dövizini swap yolu ile çevirdik durduk ama oranında suyu çıktı diyelim. Bir bakıma döviz cephesi bu suni dengenin en hassas noktası olarak sistemi sıkıştırmış oldu."
İbrahim Kahveci | Karar
Ucuz TL kredisini döviz ihtiyacı bitirdi

Ekonomide bir sistem kurduk ama bu sistem serbest piyasa olarak işlemiyor.

“Bize ne, biz ucuz kredimize bakarız” diyebilirsiniz elbette. Ama piyasanın serbest olmaması eninde sonunda bir denge arayışının geleceğini de gösteriyor.

Gelin piyasa dengelerine kısaca bakalım:

Haziran enflasyonu  %12,62

Ama Merkez Bankasının piyasa fonlama faizi (Temmuz ayı) %7,52.

Ortada çok ciddi bir negatif faiz var. Acaba bu negatif faiz serbest piyasa olarak iyimser beklentilerden mi oluşuyor? Mesela 2000 yılında uzun süre negatif faiz vardı. O tarihte IMF ile yürütülen bir program çerçevesinde piyasa baskılanmıştı. Vaat edilen adımlar atılmayınca sistem Kasım 2000’de çatırdamış ve Şubat 2001’de de patlamıştı.

Şimdi ne oluyor?

Mesela risk primi göstergesi olan CDS seviyemiz dünyanın en kötü 6. ülkesi olduğumuzu gösteriyor. Bu kadar riskli bir ülke olmamıza rağmen negatif faiz sürdürülebilir mi?

Ben söyleyeyim: İmkansız...

Merkez Bankası bankalara yüzde 7,52’den 175 milyar lira veriyor ama yine bir başka yan devlet kuruluşu Hazine son ihalede %10,30’dan borç alıyor.

“Devlet %7,52’den borç veriyor ama yine aynı devlet %10,30’dan borçlanıyor” dersek sanırım daha net anlatmış oluruz.

Şu sıralar devletin borçlanma senetlerinin faiz oranı; kısa vadede %10,57 uzun vadede %12,30’dan işlem görüyor.

Ortada çok ciddi tezat söz konusu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir