Yargı nasıl işliyormuş?

''İstanbul barosu Eski başkanı, avukat Turgut Kazan’a sormuşlar o da “yargı mekanizmasına” ayna tutmuş. Tarihe not düşelim.''

SHABER3.COM

Ali Emir Pakkan | samanyoluhaber.com
Yargı nasıl işliyormuş?

Osman Kavala ve Odatv operasyonlarına ciddi tepkiler var. Barolar bildiri yayınlıyor. Bazı yazarlar eleştiriyor. Muhalefet ayakta. Nasıl olurmuş da gazetecilerin gece yarısı evleri basılırmış! Haber sitesine erişim engeli getirilirmiş!

Kendi mahallelerinden birilerine dokunulursa “aydınlanma” yaşıyorlar.

Yargı hedefe konuyor.

Peki ülkede yargı nasıl işliyormuş?

İstanbul barosu Eski başkanı, avukat Turgut Kazan’a sormuşlar o da “yargı mekanizmasına” ayna tutmuş.

Tarihe not düşelim.

Özetle şöyle diyor Kazan:

“Günümüz yargısında savunmanın yeri yoktur. Sadece, Uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları ve çağdaş dünyadaki uygulamalar nedeniyle, avukatın varlığına katlanılması gerektiğini düşünüyorlar, o kadar. Soruşturma ve kovuşturmada, şüpheli ve sanığın avukatı olsun, vekaletnamesi dosyaya konsun ve görüntü şeklen tamamlansın yeter diyorlar. Örneğin, soruşturma aşamasında dosyayı belli medyaya servis ederken, avukata kesinlikle ve mutlaka yasaklıyorlar. Müvekkilinizin tam neyle suçlandığını, hangi delillere dayanıldığını görüp öğrenemiyorsunuz.

Yargılama aşamasında da, avukat bulunsun, ama öylece dursun/görünsün diyorlar. İstekleriniz dinlenmiyor ve asla kabul edilmiyor. Suçlamanın dayanağı niteliğindeki CD, belge ve başkaca delilleri toplama isteğiniz bile geri çevriliyor. Avukat suçlamaya ilişkin delili bizzat kendisi bulup dosyaya sununca da, o delili suç sayarak hemen dava açıyorlar. Böylece, müvekkilinizi savunurken sanık oluyorsunuz. Kimi zaman bu dava sonucu, kimi zaman örgüt üyeliği veya örgüte yardımla suçlanıyor, tutuklanıyor, yargılanıp cezalandırılıyorsunuz. Doğaldır ki, bu koşullarda savunma hakkı kullanılamıyor ve adil yargılanma hakkı kesinlikle çiğneniyor.

Beraat kararı veren yargıçlarla ilgili soruşturma ise, yargıyı hepten esir alma arayışıdır. Asla kabul edilemez. Yargıyı etkileme suçu ise, zaten tek başına yargıyı siyasetin baskısından korumaya yetmez. “ ( Kaynak: Odatv, Nurzen Amuran)

2013’ten bu yana hizmet hareketi işte Kazan’ın anlattığı yargı mekanizması tarafından yargılanıyor! Bu davaların hiç biri hukuki değil. Mahkeme kararları çöp!

Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser ve Osman Kavala kararları da hukuki değil, tamamen siyasidir. Burada asıl soru şudur: Ergenekon Erdoğan ittifakı ile kurulan “kirli yapı”, ne oldu da yandaşlarını ısırdı?

<< Önceki Haber Yargı nasıl işliyormuş? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER