"Üstad ve Hocaefendi’den öğrendiğim iki kaide"

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Temmuz 11 2016
Yeni Hayat Gazetesi yazarı Ali Ünal yeni yazısında Üstad ve Hocaefendi'den öğrendiği iki kaideyi kaleme aldı. İşte o yazısı...
Video: Arşiv

Güneşin altında çiçekler açar, meyveler olgunlaşır, fakat içten hastalıklı nesneler çürür, kokuşur. 

Kur’ân-Din güneşinin altında da mü’min, âlim, âdil idareci, ahlâk âbideleri, evliyâ, asfiyâ çiçekleri açar, meyveleri çıkar; ama kalbleri kibir, enaniyet, ucub, gurur, fahr, menfaat, tamah, klikçilik, şöhret, garaz gibi hastalıklara müptelâ, bakış açıları yanlış, yanlış ölçüp yanlış tartan ve inada teslim olanlar çürür, kokuşur; Kur’ân, bunların ancak kaybını arttırır. 

Hz. Bediüzzaman değerlendirmesiyle, bir tavusun altına konan 100 yumurtadan 80’i çürüyüp, 20’si neticede tavus olsa, ortada büyük kazanç ve güzellik vardır. 

Zaten seçilme, ayrışma imtihanı olan Din’le imtihanda da belki insanların çoğu kaybeder, fakat öyle güzellikler teşekkül eder ki, onların değeri yeter.

Hz. Bediüzzaman, buyurur: “Kur’ân, Allah Kelâmı oluşunu ispat sadedinde bütün asırlarda bütün insanlara ve cinlere, ‘Tek bir sûremin olsun benzerini getirin!’  diye meydan okur. 

Bu, şu demektir de: İslâmiyet, Kur’ân kaynaklıdır. 

Öyleyse, Kur’ân’ın bir benzerini meydana getirebilmek nasıl mümkün değil ve mümkün olmamışsa, Kıyamet’e kadar İslâmiyet’in de bir benzeri meydana getirilemeyecektir.”

İslâmî meselelerin dereceleri, gözetilmesini Kur’ân’ın kalblerin takvasına bağladığı öncelikler, sonralıklar, hakikatlerin kendilerine hizmet etmesi gereken hakikatler hakikatleri vardır. 

Meselâ, Ta-Ha Suresi’nde “Biz Âdem’e önceden ahid vermiştik, fakat o unuttu ve Biz onda bir azim bulmadık.” buyrulur. 

Hocaefendi buyurmuştu ki: “Çoğu müfessir, âyete ‘Âdem’de ahdi yerine getirme azmi bulmadık’ manâsı verirler. 

Ama âyette Cenab-ı Allah’ın Hz. Âdem’de bulmadığı azim mutlak bırakılmış, yani bir manâya tahsis yok. 

Bu haberler de ilginizi çekebilir