Uzatın elinizi bir masuma!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Haziran 23 2019
Samanyoluhaber yazarı Fikret Kaplan, Canan öğretmenin ardından duygu dolu bir makale kaleme aldı.

Uzatın elinizi bir masuma

Fırtınalarla savrulan ruhunun bedenine yansıyan gölgesiyle zor günler yaşıyordu genç öğretmen. Koca dünyada kendisini yapayalnız hissediyordu. Karamsarlığın hatlarını çektiği ciddi bir travma vardı başında. 

Yoldan geçen bir araba ya da apartmanın açılan kapı sesiyle, çalan bir zille elleri ayakları boşalıyordu: ‘Acaba polisler eşimden sonra yine beni mi almaya geldiler?’ diye her an bu korkuyla yaşıyordu kadıncağız.

Hayata pamuk ipliğiyle tutunduğu bu devrede kendisine uzanacak bir dost eline…‘Canan Hocam, nasılsınız? Ne yapıyorsunuz?’ diye soracak bir hayırhah sesine ne kadar da muhtaçtı. 

Ama eskisi gibi arkadaşlarından kimseyi göremiyor, onlarla konuşamıyordu. O güzel insanlarla ortak bir duygu etrafında dertleşip ruhunu şevkle kanatlandıramıyordu. ‘Kim bilir onlar hangi sıkıntılar içerisindedir. Yoksa hiç aramazlar mı beni!’ diye düşünüyordu. 

Benliğine huzursuzluk çöktüğü için etrafında cereyan eden hadiselere akıllıca bir anlam veremiyordu. Geriye pis koku ve kupkuru kemiklerden başka bir şey kalmayacak bu hayatta insanlar nasıl bu kadar zalim ve gaddar olabilirdi? Bütün bu renkli hayat er geç insanı terk edip kabir kapısında sona erecekti. O halde bütün bu çaba niye? İnsanlar zulmü nasıl göremez ve vicdansızlığın sarhoşluğuyla yaşamaya devam ederdi? 

Karşı konulmaz bir güç onu her nasılsa kendisini hayattan koparmaya itiyordu. Her şeyin bir gün sona ereceği düşüncesine iman etmiş olsa da bu bunalım içinde sonunu sabırla bekleyemiyordu. Karanlık içinde yüzmektense hayattan bir an önce kurtulmak istiyordu. 

Odanın içinde hiç sızı çekmeden hayata gözlerini yummayı çok arzuluyordu. Ya da bir depremin aniden kendilerini alıp götür

Bu haberler de ilginizi çekebilir