Uzmanlar uyarıyor: Her göz seğirmesini hayra yormayın


Uzmanlar halk arasında sık sık farklı anlamlarda yorumlanan göz seğirmelerine karşı uyarıyor. Özellikle istemsiz göz kasılmaları olarak ortaya çıkan Blefarospazm hastalığının göz seğirmesi ve göz kuruluğuyla karıştırılmasının tedaviyi geciktirdiğine dikkat çeken Dünyagöz Bursa'dan Prof. Dr. Yaşar Sait Erda, "Blefarospazm, ağır vakalarda gözün tamamen kapanmasına neden olabilen ciddi bir hastalıktır. Ve bu hastalıkta karşılaşılan en büyük sıkıntılardan biri de hastalara geç tanı konulmasıdır." diye konuşuyor.

Genellikle göz kuruluğu ve göz seğirmesiyle karıştırıldığı için teşhis ve tedavisinde geç kalınan blefarospazm hastalığına karşı uzmanlar halkı farkında olmaya davet ediyor. Hastalığın beyinde ve vücutta herhangi bir sorun olmadan göz kapağında istemsiz kasılmalara neden olduğuna dikkat çeken Erda "Blefarospazm basit şikâyetlerden çok ağır formlara gidebilen bir hastalıktır. Hafif formlarda seyreden vakalar hastanın sosyal hayatını olumsuz etkilenmezken, hastalık ağır seyreden ileri vakalarda gözün tamamen kapanmasına ve hastanın tek başına sokağa çıkamamasına neden olabilir." diyor.

TEŞHİSTE GEÇ KALINMASI EN BÜYÜK PROBLEM

Blefarospazm hastalığındaki en büyük sorunun hastalara geç tanı konulması olduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar Sait Erda, şunları söylüyor: "İngiltere'de yapılan bir çalışma hastalığın başlangıcından ancak 3-4 yıl sonra tanı koyulabildiğini ortaya koyuyor. İnsanlarda hastalığa karşı farkındalığın artması ve artan vakalar eskiye kıyasla daha erken bir dönemde teşhise imkân sağlasa da bu süre hala 1-2 senenin altına inmedi."

Blefarospazm hastalarının ilk zamanlarda "Gözünü kırpma! Niye yapıyorsun?" diye tepkiler aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Erda, "Kırpma eylemi nedeniyle hastalık yakın çevre tarafından psikolojik olarak da yorumlanabiliyor. Ancak blefarospazm psikolojik bir bozukluk değildir. Fakat göz kapağında istemsiz gerçekleşen bu kasılmaların hastanın hem hayat kalitesini, hem de psikolojisini olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır." ifadesini kullanıyor.

HASTALIĞIN BİR TANI TESTİ BULUNMUYOR

Blefarospazm tanısında hastanın geçmiş şikâyetlerinin ve yüzünün değerlendirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar Sait Erda, şu bilgileri veriyor: "Maalesef hastalığı gösteren özel bir görüntüleme yöntemi ya da kan testi henüz mevcut değil. Bu nedenle teşhis için doğru ve emin adımlarla ilerlenmesi gerekiyor" diyor. Tanı aşamasında 3 önemli noktanın altını çizen Prof. Dr. Erda "Öncelikle hastanın şikâyetleri dikkatlice değerlendirilmeli, hastanın beyin MR 'ı ve nörolojik muayenesinde kasılmalara sebep olacak başka bir problem olmadığından emin olunmalıdır. Tabi bu aşamaların yanı sıra tanıyı koyacak olan hekimin vaka tecrübesi de göz ardı edilmemelidir."

KASLAR BOTOKS İLE GEÇİCİ FELÇ EDİLİYOR

Blefarospazm tedavisinde botoksun başarı oranının çok yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar Sait Erda, şöyle devam ediyor: "Göz kapağını kapayan ve aşağıya doğru indiren kaslardan spazma neden olanlarına botoks iğnesi uygulanarak kaslar geçici olarak felç edilir. İlk uygulamada botoksun etkisi 3-4 ay gibi bir süre olsa da düzenli yapılan enjeksiyonlar uygulama aralığını 6 ay ile 1 yıl gibi bir süreye uzatabilir. Botoksun nereye, nasıl ve ne miktarda yapıldığı ve hangi kasa verildiği çok önemlidir. Hastaya özel olarak planlanan tedavi aşamasında da tıpkı teşhis aşamasında olduğu gibi doktor tecrübesi tedavi başarısı etkileyen en önemli unsurlar arasında yer almaktadır."

CİHAN
<< Önceki Haber Uzmanlar uyarıyor: Her göz seğirmesini hayra yormayın Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER