Üzülme, Allah bizimle

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Temmuz 4 2022
İşte Kalbin Zümrüt Tepeleri’ne giden yolda bütün bunlar işaret ışıkları olsa gerek:
ABDULLAH AYMAZ 

M. Fethullah  Gülen Hocaefendi, yetiştiği sıcak ve yumuşak ortamı yani tasavvuf  büyüklerinin mânevî zevk-i ruhanî dolu ortamı zaman zaman anlatır. Onlardan bir şekilde bahseder.  İşte Kalbin Zümrüt Tepeleri’ne giden yolda bütün bunlar işaret ışıkları olsa gerek:

“Bizim ailenin hem Küfrevî Hazretleriyle, hem de Alvarlı Efe Hazretleriyle irtibatı vardı. Her iki aileden de gidip gelenler vardı. Küfrevîlerden Sırrı Efendi gidip gelirdi. Oğlu Fethullah Efendi vardı. On oğluna onun  isminden dolayı Fethullah ismini vermişler bana da. Erken yaşlar olması itibariyle kıymeti harbiyesini çok bilmesem de, Sivas’da İhramcızade İsmail Efendi’yi de ziyaret edip elini öpmüştüm. Kenarda-köşede çok iştihar etmemiş zatlar vardı. Rasim Baba vardı. İddiası olmayan bir zat olarak Salih Efendi vardı. Bir de ebdaldan sayılabilecek Kurban Dayı vardı. Erzurum Tortumluydu. Ama Kemalpaşa’da ikamet ediyordu. Farklı hususiyetlerine şahit olmuşumdur. Salat u selam okurken bu zatları da isim isim zikrederek duaya dahil ediyorum.”

Uhrevileşme adına tasavvufî riyazatlar ve inzivalar çok önemlidir. Nasıl sabır var ve bir de aktif sabır var. Öyle aktif  inzivalar da vardır. Kamp hayatımız da böyledir. Teheccüdler var, tesbihatlar var. Hadis, tefsir vs. İslâmî ilimler…  Koşular, güreşler, ağaçlara tırmanmalar… O günleri hatırlayan M. Fethullah Gülen Hocaefendi zaman zaman onlardan bahseder ve benzerlerinin yapılmasını ister:

“Başlangıçta kamp nedir bilmiyorduk. Kır çadırları diyorduk. Üç ay kamp yaptığımız olmuştu. Tabiatın bağrında gruplar halinde kitap okumalar, gürül gürül tesbihatlar.  Fenerlerin ışığı altında okunan evrad u ezkarlar. Dünyadan irtibatını kesip uhrevileşme adına şartlar müsaitti. Bugün de, keşke imkan olsa, üç-dört gün değil de, geçmişte olduğu gibi üç-dört hafta süren kamplar yapılabilse. Ama şu

Bu haberler de ilginizi çekebilir