Varlığının şuurunda olan mü‘min

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Temmuz 8 2019
''Bugün dünya kamuoyunda gerçeği bilmeyen, başkalarına şüphe ile bakan, iftirâ ederek, yalan söyleyerek, her türlü zarar vererek zulmedenlerin bu durumu; kalbî hastalıklarından ve mizaçlarının sekâmetinden; yani, kalplerinin bozukluklarından ileri gelmektedir. Vazîfemiz ve derdimiz, ‘îlây-ı kelimetullah‘dır. Îman kurtarma gayretidir. ''

Varlığının şuurunda olan mü‘min
MEHMET ALİ ŞENGÜL

Allah (cc), insanı ahsen-i takvim üzere yaratmıştır. İnsanın varlığı ile herşey değer kazanmakta ve bir mânâ ifâde etmektedir. İnsanın sahip olduğu imkanlar, maddî mânevî değerler, paha biçilmez kıymettedir.
   
Rabbi ile münâsebet kuramayan, inkâr-ı ulûhiyette bulunan, dünyâya gönderiliş gâyesinden uzak, hayâtı yolda bulmuş gibi latîfelerini, uzuvlarını nefis ve hevâsının yolunda harcayan insanlar; bu defa tersine dönüp kıymetini kaybetmekte ve mahlukâtın en değersiz, en kıymetsiz durumuna düşmektedirler.
    
İnsan; îmanla, Kur’an-ı Kerim’e itaatle, Resûl-i Ekrem Efendimiz’i (sav) rehber edinmekle yücelmekte ve yükselmektedir. 
   
“Müminler ancak o kimselerdir ki Allah’ı ve resulünü tasdik eder ve sonra da hiçbir şüpheye düşmezler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla mücâhede ederler. İşte imanına bağlı, gerçek müminler bunlardır.” (Hucurat sûresi,15)
    
Allah; Kur’an’ı Kerim’i ve Peygamber Efendimiz‘i (sav), insanların dünya ve ahiret mutluluğu adına, maddî mânevî yaralarını, dertlerini tedavi etmek için reçeteler sunmak üzere bir hekim olarak göndermiştir. 
    
Buna rağmen insanların büyük çoğunluğu, kendilerine zarardan başka hiçbir fayda vermeyen fâni varlıkları, firavun ve deccal ruhu taşıyanları tanrılaştırıp onlara kul olmaktadırlar. Efendimiz (sav); ‘Gök kubbesi, altında Allah’tan başka tapılan şeylerin içinde hevâdan daha müthişi yoktur‘ buyurmuşlardır. (Taberâni- Alûsi)
   
Varlığının şuurunda olan, ne yapması gerektiğinin idrâkiyle hareket eden, yüce ve kutsî bir dâvâyı temsil eden ve onun sorumluluğunu omuzunda taşıyan mü’minlerin en büyük kredisi, güven ve itimat telkin etmek olmalıdır.
   
Sahâbe Efendilerimiz’i (r.anhüm) mümtaz ve er

Bu haberler de ilginizi çekebilir