Vav sırrı

Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, 'Vav sırrı' başlığıyla dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

SHABER3.COM

Değerli bir kardeşimiz, Sâlih Aleyhisselam ile ilgili  gördüğü bir rüyayı anlatırken “Bir de ‘vâv’ görmek ne mâna ifade eder diye bir soru sorunca,  epeyce araştırdım ama ciddi bir şey bulamadım. Ama vâv harfi Arapçada on atıf harfinden birisidir. Atfedildiği kelime ile sonra gelen kelimenin beraberliğini ifade eder. Sâlih Aleyhisselamın Hizmet’le ne gibi bir alâkası olabilir diye düşünürken, Muhyiddin İbn-i Arabi’nin peygamberlerle ilgili bir kitabında anlattığı Sâlih Aleyhisselam aklıma geldi.

İbn-i Arabî, Fusûsu’l-Hikem (Hikmetlerin  Yüzük kaşları)  kitabında, 27 Peygamberin her birisini değerli birer yüzük taşı ve cevheri olarak ele alıyor. Yirmiyedincisi olarak Peygamber Efendimizi (S.A.S.) anlatıyor… On Birinci Fass (kaş) ise Salih Aleyhisselam… Bu bölümün başlığı “11.  Fass Hikmetü Futûhıyyetin fî kelimeti Sâlihıyyetin” Yani  “Salih Kelimesinde Fuhûhiyye (Fâtihlik) Hikmeti”  “Girişte şöyle bir şiiri var İbn-i Arabînin: “Âyetlerdendir mucizelerdendir binicilerin âyetleri… Mezhep ve mesleklerde buna sebep farklılıklardır… Binicilerden bazıları âyet ve mucizelerin hakkını  verir… Bazısı da çölleri aşıp geçerler… Mucizelerin hakkını verenler onlar ehl-i ayndır / görenlerdir… Ama çölleri aşıp geçerek ötelere gidenler ise uzaktakilerdir. (Sonra geleceklerdir)… Bunların ikisine de Hak’tan gelir, gaybın fütuhatı, hem de her yönden…”

Salih Aleyhisselam, isyan eden kavminin üç gün sonra başına gelecek azabtan haber verdi. Cenab-ı Hak o âsî kavmi bir ÇIĞLIK  azabı ile helâk etti de diyarlarında diz üstü çöke kaldılar. Üç günün birincisinde kavmin yüzleri sararmıştır. İkinci gün olunca yüzleri kızarmıştır. Üçüncü gün ise yüzleri kapkara kesilmiştir.

         İbn-i Arabî bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır: “Asîlerin, şakilerin yüzlerinin sararması, saidlerin, yani saadete ulaşacakların yüzlerinin aydınlanmasının karşılığıdır. Çünkü Cenab-ı Hak ‘O gün, yüzler vardır, ap aydınlıktır.’ (80/38) buyurmaktadır. Âyette geçen isfirar, ortaya çıkmak, görünmek, zuhur etmek demektir. Sonra ikinci şakilerin yüzlerinin kızarması, âyette geçen saidlerin hakkındaki “dâhike” (gülenler)in karşılığıdır. Çünkü gülme, gülümseme,  (gül gibi açılma) yüzlerin, yanakların, (gül gibi) kırmızılaşmasının sebeplerindendir. Üçüncü gün şakilerin derilerinin simsiyah kesilip bozulmasının karşılığı, saidler hakkında âyette geçen “müstebşira” (müjde almış yüzlerin sevinçli güzel görünüşleri) dir. Çünkü o vaziyet, saadete ulaşanların ciltlerinde müjde tesiriyle oluşan sürur ve sevinçten meydana gelir. Nitekim eşkıyaların kötü akıbetlerinden dolayı da derileri simsiyah kesilir. Mutluluk içinde olan saidler hakkında: “Rab’leri onları kendi katından bir rahmet ve hoşnutluk ile müjdeler…” ver…  (9/21)  Bedbaht olan şakiler hakkında da “Onları acı bir azap ile müjde ver. (3/21)  buyuruluyor. (Dikkat edilir ise, her iki taraf için de “müjde” kelimesi kullanılıyor. Ama birileri Cennet ile öbürleri de Cehennem ile müjdeleniyor.)

         “Her grubun derisinde içlerinde meydana gelen bu sözün izi görünür. Şu halde, onların dışlarında içlerinde yerleşmiş olan anlayışın hükmü ortaya çıkmıştır.”

         14  Ekim  2025 Salı günü, Berlin’de bazı kardeşlerimizle karşılaştık. “Vâv” harfiyle ilgili güzel şeyler anlattılar. Sonra da anlattıklarını yazıp gönderdiler. Ben de size aynen aktarıyorum:

5. Müslüman Kültür haftası ve Bir “Vav”ın Hikâyesi.

Bu yıl 19 Eylül – 5 Ekim tarihleri arasında, Berlin toplumu, 60’ı aşkın etkinlikte Müslüman kültürünün zengin, derin ve çeşitli yönlerini deneyimleme fırsatı buldu. "Frieden durch Dialog" (Diyalogla Barış) temasıyla düzenlenen Kültür Haftasında Forum Dialog Derneği, toplumun farklı kesimlerinden ve bilhassa şehirdeki Müslüman cemaatten 40’tan fazla kurum ve kuruluş ile işbirliği yaparak, Berlin Kültür ve Toplumsal Uyum Bakanlığının desteklediği bu projeyi bu sene de güzel bir şekilde hayata geçirme imkânını elde etti. 5. Müslüman Kültür Haftası’nda bu yıl çok özel bir misafiri ağırlandı: Çinli hat ustası Hacı Noor Deen. Arap hattıyla geleneksel Çin kaligrafisini birleştiren bu zarif sanatçı, yüzlerce eseriyle programa bambaşka bir ruh kattı. Dahlem Araştırma Merkezi’nde iki ay sürecek sergisi açıldı. Sergide en çok dikkat çeken parçalardan biri, birbirine bakan iki “Vav” harfiydi. İçimizden biri, acaba bu güzelliklerden birini yeni açılan küçük yurt için istesek mi, diye niyetlendi. O düşünce dillendirilmeden önce, Salı günü hocayla aynı masada buluşmada, söz dönüp Hizmet’e gelince, Hacı Noor Deen gülümsedi ve sergideki iki “Vav”dan birini bir erkek arkadaşımıza, diğerini bir ablamıza hediye etmek istediğini söyledi. O an, kelimelere sığmayacak bir incelik yaşandı. Çünkü hoca, “çift Vav”ın anlamını da fısıldadı: Küçük Vav talebeyi, büyük Vav muallimi simgeliyordu. Ve bu tablo, yurda — ilme, edeple büyüyen öğrencilere — layık görülmüştü. Cenab-ı Allah, güzel niyetleri söz olmadan gerçekleştiren bu zarif kalpli sanatçıya bereket versin. Bir “Vav”la başlayan bu hikâye, hem ilmin hem de tevazunun hatırına güzel bir dua gibi kaldı bizde.
ÖNE ÇIKAN HABERLER