'Vicdan Körelmesi...'
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Pazartesi, Şubat 18 2019
''O halkada okunan ve müzakere edilen başucu eserlerden biri de Fî Zilâli’l-Kur’ân idi. Siyasal İslamcı güruhun kavrayamadığı Seyyid Kutub (ö. 1966) merhumun muhteşem eseri. Edebî, sosyo-psikolojik bir tefsir. Onunla ilgili iki keşke’m vardır: Birincisi; Türkiye’de, meraklıları keşke bu kıymetli eseri, yetersiz tercümelerinden değil de aslından okuyabilselerdi. İkincisi; keşke onu Türkiye’de ilk bayraklaştıranlar kavga kültüründen beslenen siyasal islamcılar olmasaydı. ''
Dr. Ahmet Yılmaz / samanyoluhaber.com
Vicdan Körelmesi - 2
Bir dost ile beraberdik geçen gün. Söz döndü dolaştı, başka bir dosta geldi. Üçüncü şahısları kritik etmezsek olmaz tabi ki. Onu kastederek bana: “Vicdan yaptı, sanırım” dedi, “Aradı, o konudaki duruşundan telefonda geri adım attı.” Konuşurken kullandığı “vicdan yapmak” söylemi dikkatimi çekmişti. Aslında biraz da garip bulmuştum. Risâle-i Nûr’un üslubuna aşina olduğunu zanneden biri olarak kulağımı tırmalamıştı bu tabir. Behzat Ç. jargonundan kopup gelmiş ve bizim limana gayr-ı ihtiyari demir atmış gibiydi. Üzerine düşünmeye başladım. Belli ki “vicdan azabı duydu” veya “vicdan azabı çekti” anlamlarında kullanılmıştı.
Düşündükçe, “vicdan” ihtiva eden ya da çağrıştıran deyişlerin aslında dilimizde ne kadar da yaygın olduğunu fark ettim. “Vicdan rahatlığı” bunlardan biri. “Vicdanın rahat mı?”, “Benim vicdanım rahat”, “Gece yastığa başını rahat koyabiliyor musun?” deriz, sıklıkla. Vicdan mekanizmasının çalışmaya başlamasını ise “vicdan sızlaması” veya “vicdan yaralanması” olarak açıklarız. Karşımızdakinde bu potansiyel gücü harekete geçirmek için, “elini vicdanına koyarak söyle!” der, samimiyet çağrısı yaparız. Ali Şeriati’nin “insanın öz benliği” olarak tarif ettiği bu yeti, bünyede yetkin olduğunda nefis mekanizması da müspete dönüşüyor ve insanın yücelip yükselmesine hizmet eden bir vâsıta hâline geliyor. Bu durumu “vicdanın sesini dinlemek” veya “vicdanı el vermemek” olarak tanımlarız. Vicdan ehlinde hâsıl olan pozitif hâlet-i rûhiyeyi ise “vicdan duruluğu”, “vicdan enginliği” veya “vicdan safveti” diyerek bayraklaştırırız.
Bir de bunun zıddı var: “Vicdan körelmesi”, “vicdan kuruması”, “vicdan çözülmesi”, “vicdan körlüğü”, “vicdan tefessühü”, “vicdan kirlenmesi” ya da “vicdan fakirliği”… Kişinin iç dünyasındaki yargılama gücünün hasar görmesi ve bunun kronik bir hal alması. Yanlıştan doğruya, kötüden iyiye ve zarar
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.AKP'li Çavuşoğlu'nun kardeşi de var: PFDK'ya sevk edildi2.Telegram'dan tetikçi ilanına gözaltı: Lütfü Türkkan duyurmuştu!3.Bir KHK'lı daha bilmediği işi yaparken iş kazası geçirdi, vefat etti4.İşte detaylar: Güllü'nün kızına ait uyuşturucu test sonucu çıktı5.İsrail Somaliland'ı tanıdı, Türkiye tepki gösterdi

PROF. DR. OSMAN ŞAHİN

SAFVET SENİH

CUMA KARAMAN

ERTUĞRUL İNCEKUL

HÜSEYİN ODABAŞI
ÇOK OKUNAN HABERLER







