Volkan Bozkır'ın BM Genel Başkanlığı neden suya düştü?

Sessizlik süreci kırılıyor, yıllarca hiç rastlanmadığı halde, Bozkır’ın Başkan seçilmesi için Genel Kurul'da oylama zorunlu hale geliyor

SHABER3.COM

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır'ın BM Genel Başkanı seçilmesi, Yunanistan, Ermenistan ve Kıbrıs'ın girişimi ile engellendi.

Konuyu 8 Haziran tarihli köşesinde ele alan T24 yazarı Yalçın Doğan, "Tarihte örneği yok, Türkiye’nin başına geldi!.." ifadeleriyle Bozkır'ın BM Genel Başkanlığı'na seçilememe sürecini anlattı.

Doğan bugüne kadar BM'de 72 ayrı ülkeden başkan seçildiğini ve alkışlama yöntemi ile bu seçimin gerçekleştirildiğini, Türkiye'nin bu yıl ilk kez Bozkır'ı aday gösterdiğini ancak 'talihsiz' olarak nitelediği bir durumla karşı karşıya kalarak seçilmesinin engellendiğini belirtti. 

BM Genel Kurulu'nda başkanlık seçiminin nasıl işlediğine dair detay veren Doğan, "Her yıl başkan ayrı bir gruptan seçiliyor. Sırası gelen grup ülkeleri kendi içinden bir aday gösteriyor. Bu yıl aday Türkiye’den. Türkiye’nin adayı Volkan Bozkır ve bizim Dışişleri Bakanlığı grup içindeki diğer ülkelerle görüşüyor, onların rızası alınıyor. Sorun yok, 'o aşamada!..'" ifadelerinin ardından seçimlere dair detaylı bilgi verdi:

"Onay veren ülkeler arasında, aynı grupta yer aldığımız Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti de var. Sorun yok, 'o aşamada!..'

Ve seçim süreci başlıyor. Ama, bu yıl koronavirüs var, Birleşmiş Milletler kapalı. Kapalı olmasa, yeni Başkan BM Genel Kurulu'nda, geleneksel olarak, 74 yıldır olduğu gibi, 'by acclamation', alkışlarla seçiliyor.

Oylamaya gerek yok, alkışlar onaylama anlamı taşıyor. Yeni başkan seçilmiş oluyor. Koronavirüs nedeniyle kapalı olduğu için bu yıl şu yöntem uygulanıyor. 

'Silence procedure'... 'Sessizlik süreci...'

Ne demek bu?

28 - 29 -30 Mayıs günlerinde 'sessizlik süreci' başlıyor. Bu üç gün içinde BM’ye üye ülkelerden herhangi birisi itiraz etmez ise, Volkan Bozkır seçilmiş oluyor, başkanlık resmiyet kazanıyor.

 28, 29 ve 30 Mayıs günleri, yani on, on iki gün önce Ankara nefesini tutuyor ve bekliyor..."


Tam bu anda hiç yaşanmayan bir şey olduğunu ve Yunanistan, Kıbrıs ile Ermenistan'ın Bozkır'ın adaylığına itiraz ettiğini kaydeden Doğan, "Sessizlik süreci kırılıyor, yıllarca hiç rastlanmadığı halde, Bozkır’ın Başkan seçilmesi için Genel Kurul'da oylama zorunlu hale geliyor" diye yazdı.

Bozkır'ın adaylığının itiraz nedeniyle başkanlığa dönüşemediğini aktaran Doğan, Türkiye'nin 'değişen imajının' BM'de neden olduğu sorunlara dairse şu tespitleri sıraladı:

"Şimdi biraz geriye gitmek gerekiyor. 2008 ve 2014 yıllarına...

BM Güvenlik Konseyi’nde beş daimi üyenin dışında, ülkeler iki yıllık süreyle dönüşümlü olarak üye seçiliyor.

2008 yılında Türkiye bu seçime giriyor ve iki yıllığına üyelik kazanıyor.

2008’de Türkiye’nin imajı, görüntüsü, ilişkileri, dış politikası bu üyeliğe elveriyor.

2014’teki tablo Türkiye açısından artık çok değişmiş bulunuyor. Artık hırpalanmış bir dış politika imajı var. İlişkileri zamanla gergin hale gelmiş... Herkesle kavgalı...

Ve Türkiye 2014’te, tıpkı bugün Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin yaptığı gibi, bir ayıba imza atıyor.

2014’te Güvenlik Konseyi üyeliği için sıra yine bizim bulunduğumuz grupta, iki ülke seçilecek. Grup ülkeleri ve Türkiye anlaşıyor, İspanya ile Yeni Zelanda’nın üye olmasına karar veriliyor.

Fakat, o da ne?..

Türkiye gelenekleri hiçe sayıyor...

'Aynı gruptan iki ülkeye onay verdiği halde, üçüncü ülke olarak, adaylığını ilan ediyor!..'

Çok ayıp bir tavır! Diplomatik nezaketin dışına çıkıyor! Tabii ki, seçilemiyor. Seçimi İspanya ile Yeni Zelanda kazanıyor.

2008 yılında 151 oyla konsey üyeliğine seçilen Türkiye, 2014 yılında, sadece altı yıl sonra, 60 oy alabiliyor.

151 ve 60... Altı yılda Türkiye’nin dışarda, dış politikada nereden nereye geldiğinin göstergesi. Türkiye için Birleşmiş Milletler Başkanlığı artık aslanın ağzında."
<< Önceki Haber Volkan Bozkır'ın BM Genel Başkanlığı neden suya düştü? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER