Yanlış bir kader inancına hakimiz

Deprem münasebetiyle Mesnevi’de geçen önemli bir yerle yaşanan acı dramlara dikkatleri çekmek istiyorum. Bu vesileyle vefat eden insanlarımıza Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Rabbim bizlere bir daha böyle acıları yaşatmasın inşallah...

SHABER3.COM

CUMA KARAMAN 

Deprem münasebetiyle Mesnevi’de geçen önemli bir yerle yaşanan acı dramlara dikkatleri çekmek istiyorum. Bu vesileyle vefat eden insanlarımıza Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Rabbim bizlere bir daha böyle acıları yaşatmasın inşallah...
 
‘Fakirin biri kendine bir ev yapmaya başlar. Bizim fakir evi yaptıktan sonra eve şöyle der; ne olur yıkılacağın zaman bana önceden haber verde ben çocuklarımı malımı mülkümü alayım da öyle yıkıl. Bunun üzerine evle anlaşmış olurlar. Fakat zaman su gibi akmış misali, yıllar geçmiş, ev bir gün bunların başına yıkılıvermiş. Bizim fakir ev halkıyla yıkıntının altında kalmış. Büyük bir çabadan sonra yıkıntının altından çıkmışlar. Çıktıktan sonra adam, eve şöyle seslenerek sitemde bulunmuş. Hani seninle sözleşmiştik, yıkılmadan önce bana haber verecektin? 

Ev dile gelerek fakire ‘ben mi sana haber vermedim. Sana defalarca haber verdim. Fakat sen her haber verdiğimde beni dinlemedin. Benim duvarlarımdaki çatlaklıklar yıkılacağımı sana haber vermek içindi. Ben her ağzımı açtığımda sen bir avuç çamurla hemen ağzımı kapatıp sıvadın. Ve beni dinlemedin’ der. 

Sizce toplum olarak tekrar tekrar yaşadığımız bu acılarımızda ihmalimizin payı yok mu? Siyasi figürlere aşırı bağlılığımızın payı yok mu? Şimdi isterseniz bizler bu hikayenin aynasıyla son yıllarda yaşadığımız depremlere, sel felaketlerine, girizu patlamalarına ve daha nice olaylara bakmaya çalışalım.

Asıl felaket felaketten ders çıkarmama felaketidir
Maalesef bizde yanlış bir kader inancı hakimdir. Onun için ihmallerimizi görmek ve kabullenmek yerine ’kadrimizde vardı’ der geçeriz. Bu inançtan dolayı işin failleri bulunmaz veya fail olarak görülmezler. Maalesef faillerin takdir gördüğü ülkelerin başında geliriz. ’İşin fıtratında var’ inancı bizde hakim. Olayları çabuk unutmak var bizde. Bizde olayların sıcaklığı çabuk geçer ve unutulurlar. Hatta maaşını verdiğimiz vekiller bize hakaret etme cesaretini kendilerinde bulabiliyorlar. Bizde itibardan tasarruf olmaz düşüncesi hakim. Tarih boyunca dindar toplumların ekseriyeti idareci ve yöneticileri eleştirmek yerine işi kadere havale edegelmişler. Çünkü dindar toplumların çoğu idarecileri eleştirme korkusundan dolayı işi hemen kadere, Allah’a havale ederler. Onun için böylesi toplumlarda akıl mantık itibar görmez. Görmediği içinde felaketler bitmez. Asıl felaket felaketten ders çıkarmama felaketidir. Her defasında aynı hatayı yapmaktır veya hataya düşmektir. Depreme karşı alınması gereken tedbirleri almayanlar felaket olarak depremi görür suçu kadere yüklerler.

Kader mi ihmal mi?
Ülke olarak fay hatları üzerinde olan bir ülkeyiz. Maalesef son bir kaç yılda meydana gelen depremlerden ders çıkardığımızı söylemek çok zor. Eğer gereken dersleri çıkarmış olsaydık. Belki bugün yaşadığımız bu acılar çok az belki hiç yaşanmayacaktık. Ben işin sebeplere bakan yönünden yola çıkarak deprem uzmanların sözü maalesef medyada bir siyasinin zırvaları kadar bile değer bulmuyor. Her işi siyasete ve tarafgirliğe dökenler bize bu acıların biri bitmeden bir başka acıyı yaşatmaya devam ediyorlar.
Depremi durduramayız fakat ona karşı tedbirler alabiliriz. Bu konuda örnek ülkeler vadır. Onlara baktığımızda bizdeki ölümler yıkımlar kadar olmuyor. Bizdeki ölümlerin çoğu depremden çok tedbirsizlik ve önlemsizlikten meydana geliyor.

İşin mutlaka kader boyutu vardır. Fakat önemli olan bu bize ihmalkarlığı işin sahtekarlığını unuturmamalı. Esbaba riayet dinin temel esası ve referansı iken bazen şartlar esbapları aşar. Böylesi durumlarda insan kader der inanır. Fakat esbaba hiç riayet etmeyip sel deprem grizu patlamalarını kader diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmak inanç olmadığı gibi daha çok olayların vuku bulması için kapıyı açık tutmaktır. 
Doğrusu en az deprem kadar beni yaralan milletin parasıyla beslenen bazı siyasilerin twitleri konuşmaları ve ellerinde telefon kıravatlı olmalarıdır. Hem yas ilan edeceksin hemde bağrı yanan toplumun için böyle çıkacaksın…
Ey vatanımın değerli güzel insanları neden felaket anlarında gösterdiğimiz birlik Beraberliği daha sonra siyasilerin iktidar kavgalarına feda ediyoruz. Yanlış yapanları savunuyor ve destekliyoruz. Felaketin dışında neden kardeşçe yaşamayı bir türlü becere miyoruz?
 
Ey benim güzel yurdum
Yadigarsın atalardan
Allah seni korusun
Her türlü belalardan…
<< Önceki Haber Yanlış bir kader inancına hakimiz Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER