Yapıcıoğlu: Uzun tutukluluk süreleri kabul edilecek bir şey değil

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Şubat 26 2016
Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliyesi ve hala tutukluğu devam eden gazetecilerin cezaevinde bulunmasıyla ilgili olarak, "Düşünce özgürlüğü en temel insan haklarından bir tanesidir. Mutlak surette basın da özgür olmalıdır." dedi. Yapıcıoğlu, 'Peşin peşin cezasını çeksin' anlayışıyla yapılan uzun tutukluluk sürelerinin de kabul edilebilecek bir şey olmadığını savundu.
Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliyesi ve hala tutukluğu devam eden gazetecilerin cezaevinde bulunmasıyla ilgili olarak, "Düşünce özgürlüğü en temel insan haklarından bir tanesidir. Mutlak surette basın da özgür olmalıdır." dedi. Yapıcıoğlu, 'Peşin peşin cezasını çeksin' anlayışıyla yapılan uzun tutukluluk sürelerinin de kabul edilebilecek bir şey olmadığını savundu.

Partisinin Gaziantep İl Başkanlığı binasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, Suriye meselesine değindi. Türkiye'nin bu konuya bir anlamda müdahil olduğunu ancak karadan sınır ötesine bir askeri harekatın başlatılmasını yanlış bulduklarını açıklayan HÜDAPAR Genel Başkanı, "Orası bir bataklıktır ve Türkiye bu bataklığa çekilmek isteniyor. Türkiye'nin o bataklığa girmesi demek aynı zamanda savaşın sınırın bu tarafına sıçraması demektir." ifadelerini kullandı.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yaşanan çatışmalara ilişkin de görüşlerini belirten Zekeriya Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çatışmaların şehir içlerine taşınması, sivil insanların yaşadığı sokaklarda bombaların döşenmesi her halükarda milletin mağduriyetinin büyümesine, çok daha büyük zararlar görmesine sebebiyet veriyor. Gönül arzu eder ki sivillerin yaşamadığı yerlerde de yani kırsalda ve dağlarda da çatışmalar olmasın. Mesele her neyse sulh yoluyla, siyaset yoluyla, konuşularak çözülsün. Fakat bilinçli bir tercih olarak bizim kanaatimize göre PKK çatışmaları şehir merkezine taşıdı. Umduğunu bulabildi mi? Görebildiğimiz kadarıyla hayır. Halkı bu çatışmaların içerisine çekmeye ve belki de ayaklandırmaya çalıştılar ama halk bunu gördü. Kendi menfaatinin burada olmadığını gördü ve bu çağrılara kulak vermedi diye düşünüyoruz."

Kürt sorununun çözümüne ilişkin tespitlerini de paylaşan Yapıcıoğlu, "Eğer hükümet Kürt sorununu sadece bir şiddet sorunundan ibaret sayıyorsa bu yanlıştır. Eğer bu işi demokratikleşme veya hakların iadesi, özgürlük alanının genişlemesi kabul ediyorsa o

Bu haberler de ilginizi çekebilir