Yarın Daha Güzel Doğar

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Kasım 22 2019
''Ömrümde ilk defa bir camide ağlıyordum. Hem de hıçkıra hıçkıra… Ama ağlayan sadece ben değildim, koca koca profesörler, hâkimler, öğretmenler, öğrenciler, işçiler… Hasılı her kesimden insan çocuklar gibi ağlıyordu.''
Harun TOKAK | samanyoluhaber.com
Yarın Daha Güzel Doğar

İskandinavya’da gün batımı…
Bir gün daha geride kaldı. Gece, bütün varlıkların üzerine usulca siyah şalını örtüyor.
Ruhlarda derin bir burkuntu...
Bu demlerde bütün varlıkların tek arzusu yeniden güneşe kavuşabilmek…
Onun için uzun bir gece yolculuğu gerekiyor.
Kuzey ülkelerinde bu mevsimde havalar hep sisli bulutlu…
Güneş, gündüzleri de görünmüyor.
Ercüment Ekrem “Gün Batarken” romanına oğlu Muvakkar Ekrem’e yazdığı ibret dolu bir mektupla başlıyor...

“Sen doğduğun vakit oğlum, Nüfus sicilinde kayıtlı bulunmakla gurur duyduğun bu Devlet-i Muazzama’nın hudutları Adriyatik Denizi’nden Basra Körfezine uzanıyordu… 
Bir gün... Nasıl ve niçin olduğunu tarihlerde okursun... Meşrutiyet ilân ettik.
Yine bir gün, âlemi kana boyayan, ateşe yakan, yaman bir muharebeye, beşeriyyeti zebun düşüren meş’um bir savaşa sürüklendik...
Şu nâçiz eser, baskıya verildiği zaman, fezay-ı beşeriyeti altı buçuk asırdan beri aydınlatan muhteşem güneş gurûb ediyordu.
Allah azîmü’ş-şandır!.. Yine parlak bir gün doğacağına ve senin o günleri göreceğine imanım var oğlum!”

Gün Batıyor romanı, Osmanlı güneşinin gurubunu anlatıyor.
1900’lü yılların hicran dolu günlerini...
Vefasızlığın ve vahşetin bu kadarından milletçe ürperdiğimiz, hayret ve dehşetten dona kaldığımız günleri.
Dünkü bahçelerimizdeki çiçeklerin zehir saçtığı, “dostların düşmanlarla barışıp” gittiği, umutların bir bir söndüğü günleri.
Cihan harbinin sonunda, bütün bir milletin; “Eyvah bunca şehide, bunca acıya rağmen artık her şey bitti” dendiği yılları…
Şairin,

Yine hicran dolu günleri andım
Yıllar gözyaşlarına karışıp gitmiş
Ürperdim ve yerimde kalakaldı

Bu haberler de ilginizi çekebilir