Yavuz Baydar: İnsan haysiyeti, hak-hukuk ve demokrasi için

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ekim 30 2015
Türkiye 1 Kasım Pazar günü tarihinin en önemli tercihlerinden birini yapacak. 55 milyona yakın seçmenin basacağı mühürlerden ortaya çıkacak sonuç, ülkenin giderek makus bir hal alan kaderini, her anında SOS işaretleri alınan yürüyüşünü derinden etkileyecek.
Yavuz Baydar: İnsan haysiyeti, hak-hukuk ve demokrasi için
İnsan haysiyeti, hak-hukuk ve demokrasi için

İtile kakıla, sürü muamelesi yapıla yapıla, savrula savrula geldik, ‘tekrar’ seçim anına merdiven dayadık.

Bu, seçimden önceki son yazım.

Türkiye 1 Kasım Pazar günü tarihinin en önemli tercihlerinden birini yapacak. 55 milyona yakın seçmenin basacağı mühürlerden ortaya çıkacak sonuç, ülkenin giderek makus bir hal alan kaderini, her anında SOS işaretleri alınan yürüyüşünü derinden etkileyecek.

Her bir oyun altın değerinde olduğunu söylemeye gerek yok.

Öncelikle altını çizmeliyim.

Ne kadar vurgulasam yetersiz.

Lütfen, demokrasi adına, Pazar günü sandık başında olun.

Hangi partiye gönül verdiyseniz verdiniz, önemli değil.

Yeter ki geçerli oy kullanın.

Bununla da yetinmeyin. Sandıklar kapandığında üşenmeyin, gidin sayıma tanıklık edin, hile-hurda ihtimalinin sıfırlanmasına sorumlu bir vatandaş olarak yardımcı olun.

Unutmayın, katılım oranı ne kadar yüksek olursa, seçimlerin adil olma oranı da o kadar artıyor.

Temsil güçleniyor.

İnsan haysiyetiyle oynayanlara oy yok

‘Seçimlerde oyum bu partiye’ diyenlerden değilim. Gazeteci olarak görevimizin siyasete mercek tutmak, artıkları eksileri elimizden geldiğince vicdan ve akıl terazisinden geçirerek, yalanları değil hakikatleri okurlarımıza ve izleyicilerimize aktarmak, benim için daha ağır basan bir tercih.

Ben seçmenin aklına güveniyorum, her seçimde akılcı oy verdiğini de düşünüyorum. Onun da bana işini hakkaniyetle yapan bir meslek erbabı olarak güvenmesi yeterli.

Seçmen de bizler gibi pek çok şeyi görüyor.

Ülkemizin insanları arasında nasıl bir kutuplaşma yaratıldığına, nasıl bir ‘biz ve onlar’ yarılmasına sebebiyet verildiğine, muhalefetin, aydınların ve eleştiri hakkını mahfuz tutan medyanın nasıl düşmanlaştırıldığına, zaten sayıca kıt olan değerli insan kaynağımızın nasıl horlandığına; dilde-eylemde nefret ve şiddet saçarak, kendi haline yaşayan insanlarımızın nasıl itilip kakıldığına, evlat acısı çeken an

Bu haberler de ilginizi çekebilir